Eskileri yad etmek ara ara..

| 13 Temmuz 2008 Pazar

Hiç unutmam ilk arkadaşlarımı..
Kendimi bildiğim ilk zamanlardan beri olsa gerek aynı mahallenin çocuğu olmak ortak vasfı ile arkadaş doğmuş sayılırız..
Hepimiz aslında aynı yılların çocuklarıyız.. bir kaç yıl oynarsa oynar aramızda yaş farkımız ya yoktur. ya da yok denecek kadar az..
Toplasak 5-6 kişiydik.. çekirdek kadro olarak.. diğerleri etrafımızda şekillenirdi..
Maç yapardık.. akşam ne çabuk olurdu..
O zaman akşamlarda tatlıydı.. tatlı bir serinlik huzur veren bir sessizlik ve kireç kokulu duvarda yer minderinde oturmanın verdiği dinlendiricilik vardı..
Huzurlu bir dinginlik , gece sanki tadına doyamadığımız bir şeydi..
Genelde yine oyunda geçerdi gecenin ilk saatleri..
Çocukken uyumak daha bir farklıydı ne kadar geç yatarsan yat.. erkenden kalkardın..

Okul başladı yeni yeni arkadaşlar tanıdık..
Ama hiçbirisi mahalle gibi değildi. onlarlada maç ederdik okulda türlü türlü şeyler yapardık ama mahalle başkaydı..
Aslını istersen tamda bizim çocuk olduğumuz zamanlarda çocuk olmak başkaydı..
Şimdi ,
Artık ,
Hiç bir çocuk ,
Benim çocukluğum gibi ,
çocuk olamayacak !
ve hatta belki..
artık doğanlar , doğduğun da bebek..
ardından insan olacak.
Belki hiç çocuk olunmayacak..

Çocuk olmak başkadır..

K.V ?

| 10 Haziran 2008 Salı

Kurtlar vadisi izleyicisi malumdur ki en çok olan yerli dizi.. ve hatta eminim ki kendisinden daha farklı günlerde yayınlanan birçok tv dizisinden bile daha çok raiting i çakıyor .. Pana Film bence bu başarısını kuvvetli ve tutarlı stratejisine borçlu ..

Öyleki , KV çıkar çıkmaz tuttu ve ülkemizde tutan her programın taklitlerinin ekranda türemesi gibi KV ninde benzerleri türedi.. Mesela Sağır Oda , Arka Sokaklar , Kuzey Rüzgarı vs. gibi dizilerde aynı içeriğe yakın formatlardı ama tutmadı.. tutmamalarının bence ana sebebi şuydu ; Millet artık aşina olduğu yüzleri ekranda görmek istemiyordu.. mesela Kuzey Rüzgarı denilen dizide Oktay Kaynarca Kadir inanır vs. artık çoktan baymışlardı.. Millet yıllardır , yıllar yılı kadir inanırı hep aynı rollerde gördü ve sıkıldı bıktı. Ayrıca bir şeyin taklidi olmak o konuda taklidi olunanın gölgesinde kalmak demektir. alternatif olamaz bu sebeple diğer diziler hepsi elendi gitti. Kurtlar vadisinin elenmemesinin bir sebebide rollerini üstlenen oyuncuların oyunculuk yetenekleri cidden cok yüksek , bir kaç ufak tefek ayrıntı dışında yapmacık bir rol. yada role yakışmayan rolu kaldıramayan adam yok.. Heleki ikili dialoglardaki iğnemeler ve laf sokuşturmalarda işe ayrı bir tad katıyor.

Düşünün bundan 6 yıl önce Necati Şaşmaz diye birisini tanımıyordunuz , ama şimdi tanıyorsunuz K.V sebebiyle , Kuzey Yıldızı dizisinin jönü Kadir İnanırı bundan 15 sene öncede biliyordunuz oysa ki. ve şu bir gerçek senaryo çok orjinal ve cidden insanımız o senaryoda kendisinden birşeyleri buluyor..

mesela şu anda Polat'ın dizide kavgalı olduğu 4 aile kim sorusuna herkesin 3 aşağı 5 yukarı vereceği bir cevap vardır. mesela KVP den önceki KV'de herkes Çakırın Sedat Peker'i oynadığını Baronun bilmem kim olduğunu Cerrahpaşalı kardeşlerin Nuriş kardeşleri canlandırdığını falan anlatıyordu.. çünkü dizide herkesin takip ettiği güncel olaylara dem vuruluyor ..

Diğer dizilere baktığınızda , tamamen afaki gündemdende güncelden'de uzak hayali ürünler :) e haliyle komplo teorilerine yatkın Türk Milleti yermi ? yemez :)

K.V.P ise bugünkü çizgisi ile insanların kulakdan dolma bilgilerle'de olsa bildiği duyduğu şeyleri sağlam temeller üzerinde işliyor. mesela her ferdin bir derin devlet teorisi senaryosu az da olsa bilgisi ve hatta bu konuda bir düşüncesi vardır. ama K.V.P bunu görselleştirerek işliyor ve güncel olaylarada atıfta bulunanca ? insanlar tarafından tutuluyor..

K.V.P çoğu kesim tarafından şiddet içerdiği(!) sebebiyle eleştiriliyor falan.. ama alayı traş.. Sen kalk sinemada 70 yaşında Silvester stallone'un rambosuna 10 puan ver akıl ürünü K.V.P'yi yerden yere vur yemezler işte. Amerikan yalakalığını bi geçeceksiniz..

Adamlar lost most diye dizi yapar dizi ne kadar saçmada olsa 2 gizem varsa içerisinde hemen atlarsınız balıklama mevzuya izlemek için .. kendi milletinizden birilerinin yaptığı işe çamur atarsınız.. ne kadar gerçekleri sersede gözler önüne..

Şu aralar K.V.P ciddi konularda bence halkı bilinçlendiriyor.. Derin devlet , terör vs. gibi konularda kulaktan dolma olan bilgilerle bilinenleri canlandırıyor ekranda ve hatta dikkat ettiğim bir hususta şudur ki.. dizide terör örgütü ile derin devletin irtibata geçtiği bölümden bir kaç hafta sonra Ergenekon ile terör örgütü arasındaki organik bağ ispat edildi..

K.V.P işleniş tarzı ile olsun bence üstlendiği bir misyon varsa o misyonla dahi olsun diziden daha çok insanlara gözlerinizi açın çağrısı..

Zira bugünlerde K.V.P de ucu gösterilen her mevzunun gerçek hayatta boy boy haberlerini alıyoruz..

K.V.P tabi birilerinin gizli planlarını ifşa ettiği için bundan memnun değiller , ve hatta sene içerisinde Amerikada yayınlanan bildiride ırkçılığı körüklediği ve kaldırılması gerektiği yönünde rapor hazırlanmıştı. :)

Umursadık mı hayır ? ..

ve hatta alın size bir komplo teoriside benden olsun , Bence K.V , teşkilat tarafından yada çok iyi gizlenmiş olan milletperver bir güruh tarafından bu milletin cidden gözünü açmak için hatta gerçekleri göstermek için vizyona girdi :)

Bir sonraki yazıda , K.V.P nin arka planda kalan ama önemli olan unsurlarını ele alabiliriz ..

Chauw şekerim..

Şu şekerim lafıda dilime dolandı Burjuva Fuat'tan :p

Yaşanması gereken..

| 19 Mayıs 2008 Pazartesi

Bir bir yaşanıy0r..
Ne varsa yaşanması gereken..
Doğmak , büyümek , çocuk olmak..
Vişne çalmak..
Kırmızıya boyanmak..
Akşamları attan düşmek..
Balık tutmak..
Yaşandı bir bir..
Sokak maçlarında
ter ile karışık çamura bulanmak..
Okul yılları yaşandı..
Tebeşir lekeli silgi kokulu..
Kola kutusuyla maç yapılan tenefüsler
yaşandı.. doksanların başında..
çocuk olmanın en tatlı zamanında..

Şimdi yaşanması gereken
bir aşk kaldı bir ölüm..
ikisinin arasında yaşanması gereken
birde baba olmak..

Ne varsa yaşanması gereken
Yaşanıyor bir bir..
Beşikte başlayan hikaye..
Mezarda bitene kadar..
devam edecek ..

Yaşanması gereken ne varsa..
Yaşanmaya devam edecek..

Sessiz bir otobüs yolculuğunda..
Bir ağaç altında..
bulutlu bir havada..
Gökkuşağı çıktığında..
Bir ağaç baharda çiçek açtığında..

Ne varsa yaşanması gereken..
Sırası geldiğinde..
Hepsi yaşanacak..

Tutamıyorsak zamanı..
Yaşamaya bakmak lazım
dolu dolu hayatı..

Ben yanıyorum..
Ne ateş ile ne susuzluk ile..
Aşk ile..

Cii ~ 19.05.2008

Şu memlekette ne nedir !

| 28 Nisan 2008 Pazartesi

Şu memlekette Doğan medya birşeye pür isyan şekilde karşı çıkıyorsa aslında o millet için iyi demektir.

Şu memlekette Baykal imamı azama , hadislere Hz.Ömerin adaletine dem vuruyorsa islami jargon'um var benimde sizden farkım yok aslında ama ben bunu ön plana vermiyorum demek istiyorsa aslında o söylediklerini bir gün önce karıştırdığı kitaplardan ezberlemiş demektir.


Şu memlekette birileri , Atatürkçülük , laiklik , vatan elden gidiyor diyorsa , aslında kendi çıkarları ve kaptıkları köşe başları ellerinden gidiyor demektir.

Şu memlekette bir gazete yazarı , cinsel istismardan hapse atılmışsa bu mutlaka birilerinin güdümü ve planı ile yapılarak o aciz(!) kişi üzerinden dindar insanları karalamak için yapılmış demektir.( Bknz: 28 şubat sürecinde Müslüm gündüz beni kullandı diye ağlayarak kanaldan kanala dolaşan Fadime Şahin'in 28 şubattan sonra yine aynı kanallarca aslında mini etekliymiş , aslında saçları açıkmış şeklinde yeniden pompalanması , Aczimendi , Ali Kalkan , Adnan Hoca vs pompalanarak susurluk hadisesinin bastırılması çabası )

Şu ülkede her kuyruğu sıkışan köşeye sıkışan , hemen Fethullah Gülen'i hatırlıyor ve kendini ona iftira atarak yada onu suçlayarak kurtarmaya çalışıyorsa , bu tavrı o kişinin suçlu olduğunun ispatı demektir.

Şu memlekette birileri , fikir özgürlüğü , ifade özgürlüğü , gibi değerleri yalnızca kendileri için savunuyor ve bunu bir başkası savunduğunda ona yükleniyorsa aslında o ''birileri'' boyunlarında birilerinin tasmasını taşıyor demektir.

Şu memlekette birileri '' Biz kaç kişiyiz ? '' diye soruyorsa , Aslında onlar yok denecek kadar az demektir. Şişirilmiş rakamlarla kendilerini büyük görme çabasındalar demektir.

Şu memlekette adamın birisi kalkıpda bloğunda '' şu memlekette ne nedir ! '' diye başlık atarak yazı yazıyorsa o adam artık yazıda bahsettiği kişilerden nefret etmek bir yana artık iğrenmiş ve mümkün olsa onları bir kaşık suda boğmak istiyor demektir. !

Cidden Siz Kaç Kişisiniz ?

| 25 Nisan 2008 Cuma

Internet sitenizdeki rakamlara gore 1 milyon dan biraz fazlasınız..

Secimlerde CHP 7.277.553 tane oy aldı , bunun 2 milyonu DSP ile birleşmeden geldi desek.. CHP nin salt oyu eder 5 milyon 277 bin ..

Bu durumda görünen şudur CHP li olduğu halde bile size itimat etmeyen sizi kaale almayan sizi umursamayan iplemeyen 4 milyondan fazla kişi var..

Hadi diyelim bunların evlerinde internetleri yok size destek veremiyorlar ya son yaptığınız mitinglerdeki katılımlara ne demeli ?

Var say ki.. oralarada katılamadılar uzaktaydılar.. Bu kişiler size sadece sandıkdan sandığa destek oluyorsa siz onlardan değilsiniz onlar sizden değil.. Zira şu ara kanal türk açlıktan kırılıyor.. aidatlı üyelik muhabbeti başlatıyorsunuz buna mukabele eden kişi sayısı bir avuç..

Cidden siz kaç kişisiniz Gladyo'nun savunucuları..

Atatürk Vatan Millet kisvesi altından pis iş organizatorleri ?

Evet evet siz kaç kişisiniz cidden ..

övüne övüne biz bir milyon bilmem kaç kişiyiz diyecekseniz gıkınızı bile çıkartmamanızı tavsiye ederim..

Zira biz geriye kalan 69 milyonuz.. Yüzümüzü size dönüp size tükürsek sizi o tükürükte boğarız..

Biz Demokrasi sevdalılarıyız..

Boğazda yalıları olmayanlarız.. Biz en alttakileriz.. Hindu'ların kast sistemi gibi doğuştan seçkinlerden değiliz.. sizin gibi onların çıkarlarını korumak içinde bir yerimizi yırtmıyoruz..

Size göre vatan millet satılıyor ? peşkeş çekiliyor bilmem napiliyor ?

Oy sa ki vatan Çanakkale muharebelerinden sonra ilk kez gerçek sahiplerine sevdalılarına kavuşuyor..

ve dipnot..

Kaç kişiyseniz kaç kişisiniz.. ama biliniz..

Suyunuz ısınıyor.. Sonunuz yaklaşıyor..

Üniversiteleri kışkırtmak istiyorsunuz beceremiyorsunuz ..

Milleti birbirine kırdırmak istiyorsunuz beceremiyorsunuz ..

Bomba atıyorsunuz sağa sola elinize yüzünüze bulaştırıyorsunuz..

Kaç kişiyseniz kaç kişisiniz umrumuzda değil..

Biz bu vatanın gerçek sahipleriyiz

Kaç kişiysek kaç kişiyiz.. Ama Aslan gibiyiz..

Sizler gibi İT değiliz !

İnce bir çizgiden bakıyoruz hayata..

| 22 Nisan 2008 Salı

Hayat bir yol.. ya uzun ya kısa.. değişir kişiden kişiye.. 100 yıl yaşamışsındır arkanda bir dikili ağacın yoktur işte o hayat kısadır belkide.. 20 sene yaşarsın ama 100 yıl sığdırırsın o 20 seneye hayat bereketlidir. erkenden göçüp gitsende arkanda bir hoş sâda vardır.

Kimler yokki örnek verebileceğimiz , her sene coşku ile halkın yâd ettiği Turgut Özal arkasında bıraktığı hoş Sâda'nın meyvelerini toplarken öbür alemde.. adı sanı sadece siyaset ve tarihte anılan ismet inönüde geçti bu hayattan.. ki bir zaman sonra adınıda unutacağız şahsınıda.. ama Turgut Özal öyle değil.. adını unutabilirsin ama tadını asla.. ;) kendine has uslübu ile halktandı halkındı.. çekemediler çok sevilmesini ve arkasında bir milletin topyekün durmasını .. çektiler ipini..

Şu hayatta ak ile kara iç içe geçmiş durumda bir gece olması sonrada gecenin dönüp gündüze varması gibi birbiri ardına silsilelenmiş olan hayatın içindeki 
her olay bir önceki olayın sonucuyken bir sonraki olayında sebebi olabiliyor..

Dönüp baksak yakın tarihe bunun sayısız örneğini görürüz.. örneğin ; bir inanışın kökünden kazınmak istendiği ve olanca güç ile saldırılan 28 şubattan sonra şu yaşadığımız günlerin 28 şubatın tam aksi yönünde seyretmesi gibi.. neye niyet ettiler neyi gördüler.. tartışılır.. ama görmek istedikleri Türkiye bu değildi..

Örneğin Çanakkalede iman dolu göğüslerini siper eden bir neslimizi feda etmesek bugün İlhan Selçuk kafalılarla , CHP zihniyetli hödüklerle uğraşmak zorunda kalmayacaktık. Zira o feda edilen nesil.. milleti ihya edecek millette çok ilerilerde olacaktı. ancak olamadı. ve o nesil şehit olunca milletin eğitimi geride kalan entel dantel görünümlü savaştan kaçanlara ve aydın görünümlü cahillere kaldı.. onlarda ilk iş bu milletin başına ateist bir nesil yetiştirmek sevdası ile köy enstitülerini koydular.. o enstitülerde yetişenler ve o enstitüte yetişenlerin talebeleri bugün meydanlarda vaveyla ediyorlar.. vatan elden gidiyor diye.. Oysaki vatan gerçek sahiplerine kavuşuyor.. ve bunu sindiremiyorlar işte..

Mesela Refahı kapatmak için olanca gücü ile uğraşan Nuh Mete Yüksel refah partisinin küllerinden bir AKP çıkacağını bilse kapatmak istermiydi erbakan hocanın partiyi.. ee devran dönüyor.. 

Günümüze bakıyoruz.. Ergenekon iğdiş edildi.. hemen ardından AKP ye kapatma davası geldi.. zamanlama nedense çok düşündürmüştür beni.. ki resmi belgelerlede davanın kaynağı ortaya çıkmıştır. Şimdi ne mi olacak ?

AKP durmadan yola devam edecek.. ve tuzum kuru diye sağa sola saldıran CHP kanaltürke aktardığı kanunsuz paradan dolayı yargılanmaya başladığında
demokrasiye nasıl dört elle sarıldığını göreceksiniz.. tabi bu özde değil sözde bir demokrasi olacak..
İsmet inönü zihniyetinin demokrasisi ne kadar olursa işte o kadar..


Şu dünyada herşey zıttı ile kaim.. CHP olmasa AKP nin değerini bilirmiydik.. Çıplak kadın bedenlerinin sergilendiği zürriyet milliyet vs. olmasa Zaman'ın Yeni Şafak'ın değerini bilirmiydik..İnönü olmasa , Turgut Özal'ın değerini bilirmiydik..

Şu tabloda o kadar pis siyah leke var ki.. 
Temiz olanı seçmek hiç zor deil..

Düşün-ce

| 6 Nisan 2008 Pazar

Şu aralar beynim beni o kadar zorluyor ki..
Bir fikir geliyor aklıma..
Biri bitmeden diğeri..
o bitmeden diğeri..
diğeri diğeri diğeri..
Anlatmak istediğimde uçup gidiyor ne varsa..
Kendime kalsam biraz ,
üşüşüyor üçü beşi hepsi aynı anda..
şu aralar kalamıyorum kendime bile..
düşünce düşünce düşünce..
düşünce düşün-ce insanın içine
düşüyorsun düşüncelerin peşine..
düş(!) ile hayat arasındasın..
Fikren düşüncede
Fiziken dünyadasın..
iki dünya arasındasın..
Araftasın..
Birde bakmışsın bir düşüncenin peşinde
bir gün olmak istediğin taraftasın..

Belki yarın.. Belki yarından da yakın..

| 23 Mart 2008 Pazar

Ara sıra aklıma küçüklüğümle alakalı unuttuğum şeyler gelir.. sanki cebimde hesapta olmayan bir bozuk parayı tamda ihtiyacım varken bulmuş olmanın garip ruh hali gibi bir tad uyandırır..

Mesela küçükken bir keresinde bize misafir gelmişti.. daha doğrusu dedemin bir arkadaşı lakin yaşı çok çok ilerlemiş Allah-u alem belkide 90 vardı.. ben nerden baksak 9-10 yaşlarındayım.. Misafire hoşgeldiniz dedim lakin fazla yaklaşmıyorum.. Çocukluk işte gelen misafiri güya kendi kriterlerimi göre kirli ve pis görüyorum ya .. Dedem tabi ben gelip gittikçe yanlarına bana sürekli misafirimizin elini öpmeyecekmisin falan şeklinde şaka yollu soruyor.. ben tabi her defasında kirli olarak nitelendirdiğim için 10 takla atıyorum yanaşmıyorum .. misafir gitti ben içeri girdim dedemden bir sağlam fırça yemişim.. nerden bileyim dedem rahmetli anlamış neden yaklaşmadığımı.. o zamanlar idrak edemediğim lakin şimdi çok iyi anlayabildiğim şeyler söyledi.. sen o yaşa gelebilecekmisin geldiğinde sen o adam kadar bile temiz olabilecekmisin buna dermanın yetecekmi demişti tabi ben o zaman 9 yaşındayım ve 90 yaşıma gelsemde 9 yaşım gibi olacağım sanıyorum ya vızzz geldi tırıs gitti. Şimdi düşünüyorum.. eğer şimdiki aklım olsa gider elini seve seve öperdim.. bu arada benim adamın üzerindeki kir dediğim şey üzerine dökülmüş bir kaç yemek lekesi..

Geçenlerde bir gazete müsveddesinde bir haber(!) çıktı.. Said Nursi'nin talebisinin elini öpmek için sıraya girdiler. falanca il milli eğitim müdürüde el öptü..

Said Nursi kimdir ? Asrın alimidir.. Hem Seyyid hem Şerif olarak iki taraftan peygamber torunudur.Müceddittir.ve Asrın insanına kuranı kerim tefsiri olan ve içinde insanlığın her musibetinin reçetesi yazılı olan Risale-i Nur'un müellifidir..

Kainatın her zerresine yemin olsun ki.. böyle bir mübarek Allah dostuna talebe olmuş müstesna şahsiyetin değil.. eli.. eğilip ayağı öpülür.. sıkı yönetim zamanında eziyetin her türlüsü ile gayri milli şef döneminde islamın hakir görülüp yok edilmek istendiği dönemde islama sahip çıkmak gibi ateşi
kucaklamakla eşdeğer olan bu vazifeyi koşa koşa ve seve seve üzerine almış her insanın bu milletin safiyane duyguları ile her zaman milletin başının üstünde yeri vardır..

hatta öyle ki. hayatını islam hizmetine adamış nice kameti bala'yı bu millet cenazelerinde milyonlarla uğurladı Rahmana.. düşünün bakalım sizin cenazenizde cami imamları ve müezzinleri zorunlu olmasa namazınızı kıldır talkınınızı verirmi..

Hacı Kemal Erimezleri düşünün , yedi ceddine yetecek altın madenleri varken , islama hizmet için neyi varsa yoksa Ebubekirce(r.a) harcadı hepsini vefatında üzerindeki battaniyesi bile komşudan emanetti.. onların bu samimi davranışları bile davalarındaki sadakati gösterirken .. Sizin bir iğne boyu yol alamayışınızı ve davanız için şahsi birşeyinizden feragat edemeyişinizi gördükçe sizinde onlarında yeri gönlümüzde pekişiyor..

Bir tarafta peteklerce tadına doyum olmayan bal kovanları ve onu taşıyan adına sure inmiş bal arıları.. öbür yanda kovandan balı çalmak heder etmek için durmadan ses üreten başkada hiçbir işe yaramayan "EŞŞOĞLU EŞŞEK ARILARI"

Ne diyor Bediüzzaman , '' Biz acele ettik kışta geldik.. Sizler baharı , yazı göreceksiniz ''

İşte tamda bu bahar aylarında , baharın ve yazın gelişinin ve ülkeye bahar geldiğinde tertemiz biçimde baharı karşılamak için girişilen temizlik var diye sesi çıkıyor bu eşşek arılarının.. kovanlarına çomak sokulmadı.. kovanları alaşağı oldu dağıldı diye işte bütün bu panikleri.. bütün kirli tezgahların arkasındaki mabed ifşa oldu diye.. panikleri.. ve saldırganlıkları..

Merak etmeyin.. bu girişilen mücadelede geriye dönüş yoktur.. Kış geride kaldı bahardan sonra gelecek olan yazdır.. her baharda sıkıntıda vardır.. bir ağacın çiçek açması nice gizli sancılarla olur..İşte 1400 yıllık ulu bir çınarın yeni bir bahara girerken çektiği sancıdır görülen.. çınarın gövdesine işlemiş olan cerahatın atılması için verilen mücadelenin gözle görülür yarasıdır temizlenmek istenen..

Girişilen bu mücadele bizler için ne sürprizdir . nede şaşırtıcıdır.. önceden bilinen günü gelmesi için beklenilen ve adı konmadan haber verilendir..

2003 yılının Nisanında kütahyada öğrenciyken denilmişti bir dost meclisinde.. net tarih verilerek 4 seneye kadar dengeler değişecek , 2010 yılında türkiye adına yakışak şekle bürünecek diye..

Günler geçiyor.. Geceler geçiyor.. zaman geçiyor.. geliyor beklenen zaman..

Belki yarın.. Belki yarındanda yakın denilen zamandan dahada yakın..

Toparlanıyor Devlet ebed müddet Osmanlı'nın torunları.. Tarih sahnesinde verilen bir 310 senelik moladan sonra geliyor adaleti hakkıyla taksim eden neslin evlatları..

Siz ?! ne sanmıştınız.. Yanınıza kâr-mı kalacaktı..

daha film yeni başlıyor olm !

ekşın sahnelerine daha geçmedik.. filmin tadı orada çıkacak.. daha paçanız tutuşmadı..

bu akşamda dönüp dönüp nedendir bilinmez 4-5 keredir o malum gazetenin sitesine bakıyorum..

'' Lanet olsun içimdeki şu Eşşek sevgisine ''

Kim kimin önünde şu dünyada..

| 27 Şubat 2008 Çarşamba

Bugünlerde en çok beni sarsan derinden derine yoklayan mevzu.. şu hayatı içtimaîyede kim kimin önündedir. İnsanda şüphesiz doymak bilmeyen bir nefis.. Bir bulsa bir daha ister karayı alsa akta benim olsun der misali.. ne elde etseniz gözünüz ilerilere ister istemez kayıyor..

Önceden üniversiteyi bir kazansakta bitirsek derken şimdi bu bölüm kesmedi şu bölümede bakalım diyoruz.Bu okulada yazılalım efendim yok şu kursa gidelim bu eğitimi bitirelim derken çürüyüp gidiyoruz içimiz boşalıyor.. hayattan tad alma dokularımız kopuyor bedenden biz robotlaşıyoruz..

Okursun doktor olursun.. yolsuzluk yaparsın hakimin önüne gelirsin.. okursun hakim olursun ev almak istersin mimarın önüne gelirsin.. okur mimar olursun karnın acıkır aşçının önüne gelirsin aşçı olursun.. kabiliyetin vardır yada okulunu okumuşsundur aşçı olmuşsundur hasta olursun doktorun önüne gelirsin.. çocuğun olur eğitim yaşı gelir öğretmenin önüne gelirsin .. okumuş öğretmen olmuşsundur eşya alacak olursun tüccarın önüne gelirsin.. o olursun bu olursun şu olursun ama hep birilerine muhtaçsın.. hep birilerinin önüne gelmek üzere yol alırsın.. ve bir gün ne olursan ol .. yol biter gün biter nefes biter istesende istemesende imamın önüne gelirsin ..

Dünya defterin kapanır yeni bir mecradan yol açılır , kabire girersin Münker ve Nekirin önüne gelirsin.. gün gelir kıyamet kopar Arş'ın önüne gelirsin.. Arştan hesabın önüne gelir.. Sen sonrasında sırat köprüsünün başına gelirsin.. ondan sonra ya cennetin kapısına ya cehennemin kapısına gelirsin.. ve zaten bu da önüne geldiğin son şeydir.. dahada önüne geleceğin birşey yoktur sonsuz nimet deryasında yahut sonsuz azap çukurunda ..

Şu üç günlük dünyada insanları görüyorum nokta kadar çıkar için dünyaları gözünü kırpmadan yakan mazlumu ezen ..

Yüreğim eziliyor artık dayanamıyorum.. Beynimi Hafakanlar basıyor.. Ne gecem gece ne gündüzüm gündüz.. başımda gitmek bilmez bir ağrı..

Depresyon deniliyor ilaçlar veriliyor.. ama sanırım bu da derdime derman olamayacak.. benim derdimin tek dermanı sosyal adalet! güçlünün değil haklının korunduğu ve hakkının teslim edildiği . kuzunun yalakalık olsun diye kurda kurban edilmediği , yetimin hakkının yenilmediği.. bir yaşam istiyorum..

Ama korkarım benim bunu bu dünyada görmeye ömrüm yetmeyecek..

Ama bilmek bile huzur veriyor ki.. Hesabın sorulacağı haksızlığın yapanın yanına kâr kalmayacağı bir yere doğru gidiyoruz.. Benim gücüm yetmeyipte ses çıkartamadığım sosyal adaletsizliğin hesabının sorulacağı ve kimseninde karşı koyamayacağı bir sonsuz kudret var..

Bu dünyada '' şimdilik '' adalet sağlanamasa'da..

Monte Cristo kontu'nun son sahnesinde denildiği gibi..

Adaleti Allah Sağlayacak..

İstesenizde istemesenizde.. İşte o gün adaleti ve kimin ne hak ettiğini hep beraber göreceğiz..

Belki bizde adalet mizanında suçu günahı ağır olan güruhun içerisinde olacağız ama hiç olmazsa mazlumun hakkı mazluma verilecek ya bunun düşüncesi bile rahatlatıyor içimin dört bir yanını söndürüyor ezilen ve yanan damarlarımı..

Kim bilir belkide '' Merhamet '' denilir affediliriz..

Siyasi-Komedya

| 19 Ocak 2008 Cumartesi

Malum gürühu şu aralar ibret dehşet ve hatta kahkahalar eşliğinde izliyor dinliyor okuyor ve gülüyorum..

Tamamen bir çamura yatma..maçı biz alamadık madem hakeme küfredelim kırmızı görelim tatil olsun maç biz yenilgiden kurtulalım havasındalar..
Şu aralar çırpınışlar resmen ve gözle görülür seviyede ayan ve beyan ortada..
Açıkça türban deyip , yok efendim siyasal simge deyip saldırmayı vazife biliyor buradan kendilerine iş icad ediyorlar..

Zürriyet gazetesi bu konuda çok duyarlı(!) sosyolog yanını sevdimin herifi sağ duyu deyip deyip soldan vurma gayretlerinde.. yok efendim ben herkese eşit mesafedeyim havası verip işler istediği gibi gitmediği vakit.. bakıyor ki.. içeri sızma operasyonu yattı bakıyor ki Truva atı çamura battı alenen saldırı başlıyor.. Aydın Doğan A.Ş kalemşörleri ve salakşörleri bu konuda ellerinden geleni ardlarına koymadan fevkalede her zaman bir B planları var.. ancak onların her tutmayan planlarında bir sonraki harfe geçilecekse bir tavsiyem olacak.. harf harf değil sayı ile ifade edelim planları.. a planı b planı gibi değil 1.plan 2.plan gibi.. zira sizcede malumdur ki.. Türkçemizdeki..harf sayısı kısıtlıdır.. üzülmeyin ama 29 harfde iyi..ya havaide olsaydık ? 8 harf var sadece bitiktiniz yani..

hiç bir plan tutmadımı..merak etmeyin sakın sakin olun bu film bitermi sandınız :) Hemen devreye Ahmet Hakan girer :) Bir zamanlar Erbakanın kızına asılan sarkan hani şu kirli sakalı ile bütünleşik sakalı gibi karakteri ruhu ile bütünleşip zihinlerimizde özdeşleşmiş truva atı kahramanı.. :) Yavrum sakallı taraf değiştirdin bunu anlarızda sakın bize truva atını oynama benden demesi.. Truvada o tahta atı yakmadılar.. ama biz burada adamı yakarız.. heleki senin gibi saf temiz niyetli görünerek aramızda Nifak tohumları saçmak gayreti ile dolaşanları.. cahiliyenin münafıklarının alışkanlıklarını aramızda gezdirenlere bizim bu tarafın merhameti olmaz bak benden demesi :) yarın bunak patronun seni buruşturup attığı vakit gidecek kapında yok.. dönecek evinde yok.. Artık nifak tohumlu köşe yazılarını evinin bahçesine ekersin.. yok efendim Hayrunnisa hanımla Emine hanım arasında 7 fark .. yok efendim Erdoğanla Gül arasında 6 fark.. valla sayamadım ama öyle 6-7 fark değil bizim olayımız.. sanırım en yakın rakibe seçim vakti %20 den fazla fark attık.. onun havasındayız :)

Ha bu arada Ekşi sözlükte tamda senin uzmanlık alanına göre bir konu var.. '' Tecavüzcü coşkunla Nuri Alço arasındaki farklar '' adı altında..

Alakayı kuramayanlara.. malum A.hakan bey sakal olarak Coşkuna.. karakter olarak alçoya çekmiş.. maşallah :) karakter konusunda fazla irdelememek lazım en iyisi..

haa bide unutmadan.. Zürriyette şey vardı.. şu Emin'in kankası.. klarnetçi Bekir coşmuş kudurmuş çıldırmış :) ne dersen de olur o.. %47 yi görünce apışmış.. ama helal olsun şirazesi şaşmamış.. hala ders almamış ve hala tam tüm performans ile saldırmaya devam.. :) iyiki varsın sen olmasan yemin ediyorum kime gülerdim ben :)
Eminin sloganı.. Kovulduk ey halkım unutma bizi :)
Bekirin slogan : Ezildik ey halkım unutma bizi..

e artık ikisinin arasındaki 12 farkı bulmakta ahmet hakana düşer :)

Yalçın bayer , Mehmet Yılmaz , Oktay Ekşi , Yalçın Doğan gibi laikçi zurnacı mızıkacı takımını ben yazardan dahi saymıyorum.. :) Zira Poaş yüzünden vergi cezası geleceği vakit.. daha hazırlanmamış olan evrakların yalan dolanla dolu olduğunu söyleyerek sadık doberman köpekleri gibi patroncuklarını savunuvermişti ezikcikler..

( mahalle baskısı yoksa eğer bu tavırda Ertuğrul Özkök usulü..kesin bir Patron yalakalığı var.ama ben ısrarla iddia ediyorum ki.. yalakalık değil baskıydı oradaki.. )

Ki aklıma gelmişken.. şarkıcı türkücü Ercan saatçi Zürriyette nasıl spor yazarı olur ?

El cevap : Sosyolog yanını sevdimin herifinin büyük kızı ile evlenirsin kayınpeder kontenjanından spor yazarı olursun :) çok şükür yine spor yazarı olmuş.. en fazla iddia oynayanları peşinden sürüklüyordur.. ya Ekonomi yazacağım diye kayınpedere mızmızlansaydı ? ( Şeytan kulağına kurşun ! Allah yunanistanın başına bile vermesin böyle musibeti )

yaani cancağızlarım

Laikçi mızıkacı amcalar bu aralar iyice tutuştu.. :) haaa bu konuda zürriyet ne kadar kraldan çok kralcı olarak ön plana çıksada kralın hakkı krala demek lazım Cumhuriyetteki ilhan selçuk amca da performans olarak her konuda mutlaka yırtık dondan çıkarcasına olayı tarikat - amerika - BOP - AKP - Şeriat - Fethullah Gülen hendesesine bağlıyor ya.. her defasında okuyunca diyorum ki helal olsun adama nasılda çözmüş olayı.. harbiden öyle bir çözmüş ki.. artık kendisi bile bir yere bağlayamıyor ucunu.. ben kendimi bildim bileli aynı hesaba çalışıyor ama bakıyoruz ki ne bir dediği doğru çıkmış nede olacak dediği olmuş.. veya olmayacak dediği olmamış.. ya amerikadaki amcalar bu adamcağızla ciddi ciddi john benjamin geçiyorlar.. ne derse tersini yapıyorlar yada bu amcanın asimetrisi çok pis fena şaşmış.. sağ deyip elini sol kulağına uzatıyor.. kaşığıda ağzı diye artık neresine sokuyorsa

buraya kadar olanlar işin birinci perdesiydi..

Bu perdede izlediğimiz figüranlar rolü kıvıramadı.. Seyirciyi gazlayamadı .. seyirci bunların tribüne oynama numarasını yemedi..

Şimdi işin medya ayağı yattı ya çamur at izi kalsın.. halkta bunu yesin numarası tutmayınca işi kolay yoldan kıvıramayacaklarını anlayan güruh.. biraz daha ciddiye aldı işi..

Artık o otel senin bu toplantı salonu benim sağda solda toplanıp alternatif peşindeler.. Kimi çıkarırızda bu Tayyip Erdoğan'ı indiririz düşüncesindeler..Valla kimi çıkarırlarsa çıkarsınlar.. hatta şapkadanda tavşan çıkarsınlar ama HALK bunu yemez.. çünkü alayının sicili bozuk..

Doğu Perinçek dediğiniz adamın adını bi arattırın google 'da .. Apo ile el ele çiçekli böcekli resimlerini göreceksiniz.. ve sonra her devrin adamı olma yolunda hangi düşünce revaçta ise ona oynadığını göreceksiniz.. Seçimlerden öncede nereden oy kaparım düşüncesi ile İslamiyete övgüler dizdiğini unutmamak lazım.. O gün Kuran ilahi bir mesaj diyen adam bugün kurandaki örtünme ayetinin işareti ile örtülen başörtüye kara bir bayrak diyor..Fırıldak bile rüzgarda daha az döner bunu bakarsanız rahatlıkla görürsünüz..

Bir diğer devrin adamı tuncay özkan.. 3-5 kişilik kanalında personeline maaş dağıtamayan aç susuz bırakan adam ülke ekonomisi yönetecek ! ve bunu nasıl yapacak.. kemalistiz ,laikiz , cumhuriyetçiyiz .. bandından bol bol tekrar ederek.. bu plan olurmu ? tabi olur ..hatta kalbe ve damar tıkanıklığına bile iyi gelir..

Tabi yersen ?!

valla şu aralar durumları o kadar vahim ki.. Show TV nin ilk kuruluş yıllarında bugünlerin beyaz show Zaga gibi programlarının atası sayılacak Rüstem Batum Show'u icra eden amcayı bile Erdoğanın karşısına çıkarmayı düşünüyorlar.. artık işin vehametini buradan siz çıkartın..

Haaa uzun bir aradan sonra gündeme dair yazmışız..

Pkk'nın başına inen bombalara değinmeden olmaz..

Bir zamanlar dağdaki teröristler ortamları iyiyken doğuda bazı radikal radyoları arayıp şarkı isteğinde bulunuyorlar.. ve genelde.. '' ada sahilleri '' fln çalınıyor..
Terörist yada terör sempatizanı olduğu anlaşılan bir kişi arıyor bi gün radyoyu.. biraz konuşuyor oradaki zibidiyle.. ve istek şarkı belirtiyor..
'' Dağlara gülüm dağlara '' fln gibi bişey.. ya nakaratı yada şarkının adı tam bilemicem .. Tabi Dj bozuntusu büyük bi iştiyakla şarkıyı çalıyor bangır bangır..
'' Dağlara gülüm dağlara gel '' diye..
Şarkı bitiyor.. Bu sefer başka birisi arıyor.. kendisini tanıtıyor.. Ben Jandarma komando er falanca filanca.. tabi az önce mutlu mesud şarkıyı çalan zibidi bi afallıyor..Tabi Er bozuntuya vermiyor dinliyoruz sizi fln yapıyor ve bir şarkı isteyecektim diyor.. Dj soruyor ne çalalım efendim sizin için ?
Asker cevabı yapıştırıyor..

'' Dağlar gelir seni delik delik oyarım ! ''

İşte PKK nın başına gelen bu minnacık ayrıntıda gizli.. yıllardır sahip çıkanları böyle bir hamleyle etkisiz bırakırsın.. vezir düşer ve sen karşı tarafın şahını almak için sağlı sollu bindirirsin.. Ortadoğunun F..şesi lakaplı dönek ikiyüzlü talabani ve barzaniyi bir hamlede masa başında ekarte edersin.. vee gerisi malum..

Dağlar seni delik delik oyarım

Haa bu arada Cehahahahahape mi dediniz ?..

Aman abi.. onlara hiç dokunmayalım.. zaten kendi içlerinde birbirlerine dava üstüne dava açıp kendilerini kendi içlerinden kemirmekle meşguller :)

ve birbirine düşmüş olmayı herkesin sesi çıkıyor demokratik ortam bu demek gafletinde bulunacak kadar iyi görüyorlar ya..

Bu kadarda düşmüşünüz.. aslında size solaklamadan gelişine bi vole çakmak lazım ama..

neyse düşene vurulmazmış :)