Türkan Saylan Knockout!

| 19 Mayıs 2009 Salı

Hepimizin bildiği yakından tanımak zorunda kaldığı bir isim.. Türkan Saylan.. Kendi davası adına yol almış ve kendisi gibi düşünen insanlar tarafından cenazesinde oldukça fazlasıyla kutsanmış birisi. Kimine göre tam bir eğitim gönüllüsü kimine göre ise misyoner ve inanç düşmanı.. 

Optimist yanım Türkan Saylan'ı her ne kadar bir eğitim gönüllüsü olarak addetmek istesede, içimdeki realist çoçuk buna hiç ama hiç yanaşmıyor. Kaldı ki bu hususta realist tarafım haklıdır , optimist tarafım adı üzerinde optimisttir. ve daima bardağın dolu yanını görme telaşındadır. 

Türkan Saylan'ın adını Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı olarak duyduk ve kendisini bu sıfat ile derneğin faaliyetleri, çalkantıları ile tanıdık. Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alındığında cümle alem ayağa kalktı. "Bir aydın gözaltına nasıl alınabilirmiş" , anayasanın 10. maddesi gereği her ferd yargı karşısında eşitse ve kimseye ayrıcalık yok ise bal gibi alınabilir. ve alınmıştırda. Eğer bir suçu yok ise zaten yargılama süreci neticelendiğinde ak sakal kara sakal düşecektir kişinin önüne.. Neden bu feveran ? o dokunulmazmı ? eğer öyleyse bakınız ölüm geldi ona dokundu. ölümden önce 17 yıl boyunca meme kanseri dokundu.. ve bilmediğimiz kendisinin bildiği daha neler neler kimbilir dokundu.. 

Kamuoyuna iyi işler yapıyor diye lanse edilmiş birisi ne zaman göz altına alınsa.. bir takım mihraklar bu kişi nasıl gözaltına alınır diye çırpınmaya başlıyor.. Sanki o gözaltına alınan kişinin tüm hayatını her yaptığı işi takip ediyorlarda kötü iş yapmayacağından eminler. ya gözler önündeki iyi işleri sadece bir göz boyamaysa ya o işin arkasında pis işler çeviriyorsa ? bu kadarmı safsınız.. bu kadarmı salaksınız.. 

Şimdiki moda ise "devlet ricali" türkan saylan'dan (ki artık kendisi knockout olmuştur bu durumda yakınlarından) özür dilesinmiş ? Devlet neden özür dileyecek ? Gözaltına aldığı ve sorguladığı için ? Ne münasebet ya ? insanlar gözaltına alınır. suçluysa tutuklanır değilse serbest bırakılır. olağan süreç budur türkan saylan'ın göz altına alınmasında ne gibi bi olağandışı olmaması gereken herhangi bi durum cereyan etmişte devlet özür dileyecek.

Özür bekleyenler veya bizden özür dilensin diyenlerin derdi Türkan Saylan değil , onun sıfatında özür dilendiği takdirde bakınız devlet özür diledi hatasını kabul etti aymazlığına bağlayarak konuyu ergenekon'u boşa çıkarma çabası. Kimse bunu beklemesin . Devlet özür dilenecek bir iş yapmamıştır. olması gereken ne ise o vukuu bulmuştur.

Türkan Saylan ömrü hayatı boyunca hakaret ettiği ve yok etmek için mücadele verdiği inançlı gençlikten , imamhatipli talebelerden, başörtüsünden özür dilemişmidir ki son nefesine kadar , öldükten sonra devlet ondan özür dilesin.. 

Benim gözümde gerçek aydın "özür bekleyen" değil. kendisinden özür dilenmesi gerekecek durumda dahi olgunluk ve vakar ile o duruma göğüs gerip gün gelipte kendisinden özür dilenmek istendiğinde "özre gerek yok" deme erdemini gösterendir. 

Bir insan parmagını kapıya kıstırdığında suçu "elim ne geziyor" diye kendinde aramak yerine kapı fabrikasını dava etmekle kapı fabrikasına yıkmaya çalışırsa . bir ömür boyu özür bekleyerek gezer ki bundan özür beklediklerinin haberi bile olmaz. 

Kaldı ki Türkan Saylan ölmüştür. " Her nefis gibi ölümü tatmıştır " . Artık dünya ringinden sonsuza kadar ayrılmıştır. bu cenahta olan hiçbirşey ona varmayacaktır. Devlet değil özür dilemek Türkiye Cumhuriyetinin tapusunu Türkan Saylan'a devretse ruhu bile duymaz. dolayısı ile devlet özür dilesin demenin ne devlete ne millete nede meftaya faydası yoktur. 

ve Ergenekon severler herzamanki gibi faydasız işlerle iştigal etmeye devam etmekteler ki bu faydasız işte onlardan birisidir.

Bu aralar Saylan hakkında bir diğer rivayette 1983 yılında yani 26 yıl önce bir sempozyum nedeniyle Cidde'ye gittiğinde kabeyi tavaf etip hacı olduğu buna dair fotoğraflar çekindiği ve bu fotoğrafları kitabında yayınlayarak müslümanlığıda kimseye bırakmadığı şeklindedir. bir kısım sevenleride bunu insanın gözüne sokarak "rahmetli hacıydı" demek suretiyle Saylan'ı uçurmaya kalkmalarıdır. yakında evini yada mezarını türbeye çevirip "Hz.Türkan Saylan türbe-i şerifi" falan yazarlarsa sağına soluna çaput bağlarlarsa mum yakıp kendisinden medet umarlarsa hiç şaşırmam. Zira 26 yıl önce 3 günlüğüne gidilen bir gezide ne niyetle yapıldığı bilinmeyen bir kabe ziyaretini , (kaldı ki bunu söyleyen yine kendisi farklı bir kaynaktan duymuyoruz) bugün pişirip önümüze koyup rahmetli dini bütündü demeye getirenler şunu bilmeliler. Biz siz kadar safdil değiliz. 26 yılda köprülerin altından akan suları toplasanız büyük okyanusu iki defa doldurur. 26 yılda fikirler , şehirler , insanlar , medeniyetler değişir, herşey değişir. Değişmeyen bir Türkan Saylan'mı ? 26 yıl önce neyse bugünde odur öylemi ? ne kadar safsınız. olayların iç yüzünü okuyamamak bu olsa gerek. 26 yıldan bugüne neler değişti görmek istiyorsanız bir bakın. Sanki Türkan saylan hiç değişmemiş gibi 26 yıl önce neyse şimdi oymuş gibi davranmak çoluk çocuk mantığından başka birşey değil. Kaldı ki 26 yıl önce tamamen halisane ve iyi niyetle bir hac yapmış dahi olsa bu 26 yıl zarfında onun çizgisinin değişmeyeceği anlamına gelmez. ve Ayrıca esas olan 26 yıl önceki inancı yada dünya düşüncesi değil. bugünki düşünce yapısı , icraatları ve fikirleridir. 

İşte bu hususu görmezden gelipte. 26 yıl önce hacca gitmiş demek ki iyi biriymiş düz mantığıyla düşünenler ancak safdiller olabilir. Zira "Ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz" demiş büyüklerimiz. biz kendisinin "güneş ufuktan şimdi doğar" kitabında kendisinin söylediği hacca gittim buda fotografı şeklindeki beyanına değil yaptığı işe bakıyoruz. 

Son söz olarak kendisine "Allah rahmet eylesin" diyorum.. çok sevdiğimden değil. Kabe-i muazzamayı görmüş , tavaf etmiş olmasının hatırına.. 

1 yorum:

E-demir dedi ki...

kimine göre ise misyoner ve inanç düşmanı.. Bak Aynı Yardımları Feytullah Gülende yapıyor. Herkes Sever.
Benliğimizi unutmayalım Bu Dünyaya Geliş amacımız belli. Ben inanç özgürlüğünün başkalarını etkilemeyecek şekilde olmasını isterdim. Bir Müslüman bu ülkede en çok hakka sahip olmalıdır. Bir kafirle bir müslüman bir olmamalıdır.