Açıl CHP açıl

| 7 Mart 2009 Cumartesi

bildiğiniz üzere yakın geçmişte siyasi gündemimizde sadece Ergenekon mevzusu varken gündeme bir bomba düştü. CHP'nin çarşaf açılımı !

CHP şunu diyordu : Arkadaşım çarşaflı olabilirsin , dünya görüşün bu olabilir yalnız bir şartla kamusal alana giremezsin , herkes gibi vergini verirsin , oğlunu doğuya askere gönderirsin toplumun bir parçası olabilirsin ancak kendin gibi düşünen birisi ile kendini mecliste temsil ettiremezsin.

Buna rağmen CHP ye çarşaflı vatandaşların katılımları oldu. oldu ki , buna ilk başta akıl sır erdirememiştim ancak çok geçmeden kokusu çıktı. CHP ilgili kişilerin partiye üye olduğu ilçede (sanırsam Fatih) bu çarşaflı katılımcıların bir yakınını aday göstermeyi vaad etmiş bunun gazı ile çarşaflı vatandaşlar partiye katılmış ve bu olay işin "aday" bölümü gösterilmeden "her kesimden partimize rağbet var" şeklinde medyaya yansımış ve çok geçmeden olayın kokusu çıkmıştı. CHP aday göstermesi gereken çarşaflı vatandaşların yakınını aday göstermeyince Çarşaflı vatandaşlar kazan kaldırmış ve nihayetinde rozetleri çıkartmak suretiyle "kandırıldık" diye yaygarayı basmışlardı.

aslında bu parti içinde gerek aktif vazife alan (Nur Serter,Canan Arıtman vs.) kişilerin veya pasifte babadan CHP'liyik mantığı ile hareket eden seçmenlerin bir kısmını içten içe sevindirmiştir bile diyebiliriz zira bu çarşaf açılımı esnasında aktif siyasilerden bazıları buna parti içi ağır bir muhalefet göstermiş , Byekal'ı eleştirmek suretiyle "Atatürk'ün çizgisinden sapıldığı" öne sürmüştü.

Çok geçmemişti ki Kocaeli belediye başkan adayı Sefa Sirmen'in "Kuran Kursu" açılımı geldi. sanmayın başkan adayı semt semt gezerek kurs açtı , Kuran kursu ziyaret etti. elbetteki seçildiği takdirde her mahalleye bir Kuran Kursu açılacağını vâad etmekle yetindi. ki bu kadarı bile yine kıyameti koparttı. Zira parti adaylarının bu açılımını olumlu bulduğunu belirterek desteklerken yine parti içi muhalefet "Tekke ve zaviyeler" dönemine dönmekle itham ettiği bu açılımın mimarlarını yerin dibine sokmuştur.

Aslında bu video bile kendi içlerinde , Namaz , Kuran , Ezan gibi değerlere nasıl baktıklarını ifade ediyor. CHP milletvekili Necla Arat'ın katılım gösterdiği Üniversiteli kadınlar derneğinde yapılan bir söyleşiyi izlediğimiz video'da kadınların din , ezan , kuran gibi değerlere karşı açık tutumlarını görebiliyorsunuz.

Şimdi bu video'yu izledikten sonra siz gerek çarşaf açılımı , gerek Kuran kursu açılımı ve gerekse Kılıçdaroğlu açılımının samimi olduğuna inanabiliyormusunuz ?

Kılıçdaroğlu'nun nesi var dediğinizi duyar gibiyim ki hemen belirteyim. CHP tarafından dürüstlüğün sembolü olarak kakalanmaya çalışılan kılıçdaroğlu yolsuzluklara savaş açmışken CHP'li Mehmet Sevigen'in milyon dolarlık vurgununa nedense hiç ses çıkartamadı , ve hatta seçimlerde önlerine çıkmaması için bunu en azından seçimlerden sonrasına kadar gizlemeye çalıştığı yönünde haberleride "oldumu şimdi kemalim" başlığı ile haber sitelerinde okuduk izledik.

Aslında kılıçdaroğlu'nun macerası bu kadarla da kalmıyor. Kendisi bildiğiniz üzere almanyada görülen ve iktidar partisi AKP ile ilişkilendirilmek üzere çok gayret gösterilen Deniz Feneri e.V davasına izleyici olarak katılmak üzere almanyaya gittiği sırada "PKK'lılarla" görüştüğü tespit edilmişti. Hatta öyleki bu bir iddia değil açık bir tespitten ibaretti . şöyleki kullandıkları araç hız sınırını aşmış ve alman trafik polisi aracı durdurmuş aracın içindekilerin isimlerini tutanağa yazmış ve cezayı kesmiştir. Aracın nerden geldiği konusu bu trafik olayından sonra gün yüzüne çıkmıştır ki araç almanyada bir randevu evinde gelmekteydi.

Bunun yanında Kılıçdaroğlunun SSK genel müdürü olduğu döneme ilişkinde ilginç iddialar söz konusu , Batman SSK'dan PKKya para aktarıldığı, SSK ya ait telsizlerin PKK dan çıkması, bazı PKK lıların SSK da işe alınması gibi iddialarda kılıçdaroğlu hakkında ortaya atıldı.

Bu iddiaların tamamına baktığımızda da görüyoruz ki kılıçdaroğlu hiçte öyle CHP'nin lanse etmeye çalıştığı gibi iyilik havarisi dürüstlük sevdalısı birisi değil.

Kaldı ki "34'te 34" adı altında istanbul için seçim projelerini anlatan kılıçdaroğlunun en büyük projesinin "metrobüs 1 TL olacak" vaadi olduğunu düşünürsek , bir önceki seçimlerde "mazot 1 TL olacak" söyleminde bulunanlarla kaderinin bir olacağını düşünebiliriz.

Kılıçdaroğlu , Kadir Topbaş için "gelsinde eşiyle metrobüse binsin" demek gafletinde bulunuyor. bunun nedeni herhalde metrobüsün çok kalabalık olmasıdır ki bu aslında bir bakıma Topbaş'ı takdir etmemiz gerektiğini gösterir. öyle bir şey yapmiş ki halk demekki akın akın rağbet gösteriyor. bunun yanında eğer halk düzenli şekilde metrobüse binemiyor da sıkış tepiş biniyorsa , bir sonraki metrobüsü beklemek yerine diğer vatandaşları rahatsız ederek tepelerine çıkıyorsa bunda topbaş'ın ne günahı var. sırf bu yaşanmasın diye adam metrobüsümü kaldırsın ? Kaldıki metrobüs sayesinde 3-4 saat otobüslerde eve dönüş çilesi çekenler. artık evlerine 20-30 dk aralığında ulaşıyorlar.. hayatında ilk defa metrobüse binen kılıçdaroğlu topbaş'a yüklenmek için metrobüsteki yoğunluğu gösteriyorsa bu onun ne kadar vizyonsuz olduğunu gösterir.

Kaldı ki "34'te 34" seçim kampanyasında 34 plakalı istanbul için 34 projeden bahsediliyor. işte size bir kaçı ..

1- yoksul ailelere 600 tl maaş (haberi yok sanırım ama hükümet bunu son 7 yıldır yapıyor)
2- ücretsiz mezar tapusu (ben öldükten sonra aslında bu hiçte umrumda olmayacak)
3- ilk 3 ayda belediyeyi şeffaf hale getirmek ( önce bi CHP yi şeffaf hale getirseniz nasıl olur ? kaldı ki bu objektif olmayan subjektif olan ve tamamen sizin varsayımınız olan bir iddia ki proje bile sayılmaz)
4- Kent yoksulluğunu bitirmek (Nasıl yapılacağı konusunda hiçbir fikri olmadığı kanaatindeyim. içi boş bir iddia olarak değerlendiriyorum)
5- İstanbuldaki ölü alanları kültür ve sanata kazandırmak ( Boğaza nazır yaşayan burjuvacıklar unutulmamış)
6- kömür yerine doğalgaz dağıtmak (Hayırdır bizim bilmediğimiz bir yerde doğalgaz rezervlerinizmi var? , yada rusya seçim kampanyanıza destekmi oluyor?)
7- engellileri üretim zincirine dahil etmek (Nasıl yapılacağı hususunda hiçbir fikri olmadığını düşündüren bir içi boş vaad daha)
8- ulaşım 1 TL olacak (doğalgaz bedava madem ulaşım neden parayla buda bedava olsaya)

Ben kılıçdaroğlu ile topbaşı yan yana koyduğumda..

Topbaş'ın yaptıklarını anlattığını , kılıçdaroğlunun ise ya içi boş yada nasıl yapacağını kendisinin dahi bilmediği şeyleri vaad ettiğini , subjektif konuştuğunu ve ortaya proje olarak koyduğu şeylerin öyle proje denilebilecek şeyler bile olmadığı sadece bal yapmayan arı misali bir vızıltıdan ibaret olduğu kanaatindeyim.. Kaldıki Kılıçdaroğlunun seçim otobüsüne binen 65 yaşında nineleri yaşındaki CHP üyesi çarşaflı kadını bile dövmekten çekinmeyen CHP'lileri görünce anlıyoruz ki başkan ayrı telden , taban ayrı telden çalıyor. kendi içlerinde dahi bir düşünce, vizyon, misyon, ideal, amaç birliği içinde değiller, genel seçimlerde de seçimi kaybedeceksiniz diye bağıran bir vatandaşı Baykal'ın gözü önünde ana avrat küfrederek dövdüklerini hatırlarsak CHP nin mantelitesi ve demokrasi tutumunu anlamış oluruz.

Bence CHP şimdiden İstanbul'u kaybetmiştir. Bu sözü ikibinyedi yılının mart ayının yedinci günü söylüyorum. ikibindokuz yılının mart ayının otuzuncu günüde gerçekleşeceğini düşünüyorum.

Ömrümüz varsa hepberaber göreceğiz..

0 yorum: