Azerbaycan Bayragini Karabag`dan asacagiz

| 26 Şubat 2009 Perşembe

HOCALI KATLİAMI ANISINA

Yıl 1992 , henüz 9 yaşındayım.. Televizyonlarda, sokakta ve aile meclislerinde ve hatta komşu oturmalarında bile çocuk kalbimi acıtan haberler duyuyorum.. "Ermeniler karabagda katliam yapmış" , "ermeniler çoluk çocuk herkesi öldürüyor" gibi iç acıtan muhabbetlere elimden hiçbirşey gelmeyerek çok kez şahit olmuş ve sürekli dualara sığınmıştım..

Kalbim çatlayacak gibiydi.

Acı içimin dehlizlerinde kol geziyordu. O zaman ifade edemediğim ama yaşadıklarımı ifade edebilecek cümleleri yıllar sonra bulabilmiştim. Hala anımsadıkça o günleri çalkantıları ve acıyı içimde bir tufan kopuyor..

Evimin belki çok uzaklarında sıkılan silahların atılan bombaların sesini duymuyordum ama sanki savaş arka sokaktaymışta her an bizim sokağa taşacakmış gibi huzursuz ve endişeli olmanın acısını , endişesini ve ruh sıkışıklığı haletini o zaman tattım. Sanki yattığım yatak batıyor gibiydi geceleyin.. 9 yaşındaydım.. ama belki 90 yaşına vardım vardım geri indim..

Ben çocukkende kolay kolay ağlayabilen birisi değildim. ta ki ermenilerin şehit ettikleri insanları görene kadar ( ki bana göre hepsi birer şehittir. ve öyle olduklarının umudu içerisindeyim )

İşte o zaman anladım. Güçlü olmak gerektiğini , Bileğimizin bükülmeyecek kadar , varlığımızın kimseye eyvallah etmeyecek kadar , Maneviyatımızın Allah'a teslimiyette bir anlık saliselik bir şüpheye bile düşmeyecek kadar sağlam olması gerektiğini..

""Karabağda , Azerilerden av tüfeklerini bile çıkartıkları bir kanunla alan Ruslar ermenilere yol açmışlar lojistik destek vermişler ve rus 366. alayı ermenilerle birlikte hareket etmiştir. Neticesinde 190 bine yakın azeri evlerinden yurtlarından sürülmüş ve hocalıya ulaşan ermeniler burada ihtiyar yaşlı demeden 1600 kadar ırkdaşımızı , kardeşimizi , ruslarında yardımıyla katletmiştir. ""

<-- Hocalı Katliamı Anıtı

Bugün kü yapım ne yazık ki 1992 kışındaki ağlayan çocuk kadar naif ve kırılgan değil. Şimdi daha hırçınım ve sanırım daha agresifim..

İşte belki bunun için ne zaman ki "Çırpınırdı Karadeniz" türküsünü dinlesem aklıma önce hocalı geliyor.. sonrada 2007 yılında tanıdığım ve çok sevdiğim dostum arkadaşım , iktisad hocam Server Qurbanov geliyor..

Bir Azeri insanını tanıma , teşhis etme , ve hasbihal etme şerefine ben Server Hoca'yla erdim. Muhabbetimiz bakiymiş ki benim için kendisi küçük bir azerbaycan sayılabilir. Zira ne zaman Azerbaycan ile alakalı birşey duysam artık aklıma ilk kendisi gelir.. Kendisinin Azerbaycanı çok iyi temsil ettiğini düşünüyorum. Zira öyle ki artık kendileri sayesinde her azeri insanının onun gibi güleryüzlü ve iyi niyetli olduğu fikrine sahibim.

İşte onun için , kendisinin de kara bir gün olarak hatırladığı , anımsadığı , acısını duyduğu 25-26 şubat 1992 hocalı katliamını en az onun kadar içten hissettiğimi ve benimde içimi acıttığını kendisinin bilmesini istediğim için burada bu hislerimi paylaşıyorum. bilinizki millet olarak acınız acımız , bayramınız bayramımız , mutluluğunuz mutluluğumuz , dostunuz dostumuz , düşmanınız düşmanımızdır. Zira bizler Aynı kökten beslenen bir ağacın 2 dalı gibiyiz. bu ağacın bir dalına vurulan balta , diğer dalında canını acıtır.

Hayırla yâd ettiğim azeri şair Ahmet Cevat "Çırpınırdı karadeniz" şiirini yazarken

""Kafkaslardan aşacağız.
Türklüğe şan katacağız
Azerbaycan bayrağını,
Karabağ'dan asacağız.""

diyordu ,

Bana kalsa ben "Azerbaycan bayrağını , Erivan'dan asacağız " demeyi tercih ederdim.

Zira hocalı hususunda hala içimde öyle bir kin var ki..

Dalımızı kıranın , ağacını kökten sökesim geliyor..

1 yorum:

Önder Yenilmez dedi ki...

Çok etkilendim,

Ben o günlerde Aras nehrinin bu tarafındaydım. Aras nehrinin diğer tarafında da kalpler en az bizimkisi kadar titrekmiş...

Bunu biliyordum, ama bugün gördüm.

Bir de İsmail kardeşim, senin edebiyat uslubun da çok etkili...

Allah razi olsun...!