Diyet 3

| 16 Şubat 2009 Pazartesi

Evet Sevgili arkadaşlar , diyet maceramızın 3 bölümünde bizi bekleyen konularımız diyeti neye göre yapıyoruz. Diyet neden işe yariyor ? işe yarama mantığı nedir ?


Öncelikle diyet demek hemen tartıya çıktığınızda ibrenin aşağı hareket etmesi demek değil. bence bu tam bir yanılgı. Zira tartıya çıktığımız anda ibre biraz daha aşağı kaymışsa hemen seviniriz kilo verdim diye ? peki nereden biliyoruz doğru olduğunu ? ya vücuddan su gitmişse ? yada kas gitmişse ? işte bu bize gösteriyor ki mutlak surette sürekli gözetim altında yapılan bir diyet başarıyı getirebilir. Zira her gittiğinizde şu yada şuna benzer bir alete çıkıyorsunuz ve sizin her bir özelliğiniz inceden inceye ölçülüyor. Netice olarakta bu kağıda dökülüyor. ve Elinizde de şuna benzer bir çıktı oluyor. dolayısı ile 1 hafta diyet yaptınız diyelim 1 hafta sonunda anında görebiliyorsunuz , nereden ne kadar gitmiş yada vücutta bir hafta önceye göre olan değişim nedir. ve anında uzmanınız kötü yönde bir gelişme olduğunda buna müdahale edebiliyor. Ancak bir uzmanınız olmadığında ise siz bu analize ulaşamıyor ve ya tartıda görülen düşüşü hayra yoruyorsunuz. ancak sandığınız gibi olmayabiliyor. Örneğin su , yağa göre vücuddan daha kolay atılabilen bir emtia, eğer dengesiz bir beslenme söz konusu olursa duruma göre kilo veriyor görünebilirsiniz ancak vücuddan atılan su kilo değildir. vücudun su seviyesinin düşmesi takdir edersiniz ki iyi birşey değil. üstüne üstlül böbrek gibi karaciğer gibi organların çalışmasına ve hatta direkt kendilerine zararı var. onun için çok görmüşsünüzdür gazetelerde yada tv'lerde diyetten ölenleri.. 
Evet bir diyette kişiye neye göre yemek veriliyor ? Efenim bildiğiniz üzere vücudun bir metabolizma hızı söz konusu. Yukarıda linkini verdiğimiz örnek çıktıyı açacak olursak karşımıza gelen grafikte bazı değerler görüyor olmalısınız . İlk sayfanın sağ alt kısmında "Bazal Metabolizma Hızınız" diye bir başlık var. orada örnek olarak verilen kişinin metabolizma hızının 1595 KCal olduğunu görüyoruz. Bu şu demek bu kişi 1595 KCal'den fazla kalori miktarına sahip ne tüketirse bu o kişiye yol su elektrik olarak dönecek demektir.(özellikle karın ve basen bölgesine) Demekki bu kişi kilo vermek istediğinde 1595 KCal'den daha fazla kalori tüketmeyecek. Örneğin 1000 KCal tüketse günde yada 1200 KCal ve bu düzenli devam etse kişi kilo verebilir. eğer siz bunu kalkıpta 1595 KCal'den çok hızlı kilo vermek için 500 KCal yada 300 KCal gibi çok aşağı seviyelere çekerseniz bu metabolizmayı altüst eder ve size negatif iki dönüşü olur. Ya vücudunuz az kaloriye alışır ve bir yerden sonra kilo vermeyi durduramaz yemek yiyemezsiniz ve öldüğünüzde tabutunuzu 8 kişi değil 1 kişi bile rahatlıkla taşıyabilir. Yada böyle olmaz vücuda birden bire az kalori girince vücud zafiyet geçirir bayılma kendinden geçme el ayak titremesi ayakta duramama gibi dönüşleride olabilir. işte onun için az yemek değil doğru yemek kilo verdirir. 
Kendimi ele alacak olursam Benim metabolizma hızım 2270 KCal civarlarında bu hiçhareket etmediğim durumlar , hareketli günlerde 3000 Kcal'e kadar çıkıyor metabolizma hızı , bunun için diyetisyenim benim diyet menümde hemen hemen hiç 2200 KCal'in altina inmedi. Hareketsiz günlerde de ben biraz dikkat ettim ve şimdi 1 ayda 11,5 KG yağ erittim. Vücutta 3 litre sıvı 2,6 kg kas artışı oldu. Neticede tartıya çıktığımda 5 kilo vermiş gibi görünüyor olsamda 11,5 KG yağ vermek için liposection'da 5-10 milyar bayılan insanları görünce ben bir ayda oldukca yol aldığımı düşünüyorum.
Bir önceki yazıda bana verilen ilk örnek diyet listemi yazmıştım. gördüğünüz gibi öyle sosyete diyeti diye tabir edeceğimiz kırk ambar dolaşıpta ancak bulabileceğimiz bulunmaz otlarla yada sebzelerle diyet yapmiyoruz. Evde ne yemek pişerse onunla diyet yapiyoruz. İşte bunun içinde dönüşüm listeleri var. 

Ne Nekadar ? Ne eder ?

Örneğin ara öğünde 1 porsiyon meyveniz var. peki ama bir tane küçük elmada bir porsiyon , koskoca bir ayvada 1 porsiyon demekmidir ? elbette değildir. işte bunun için dönüşüm listeleri var. Herhangi bir meyve , herhangi başka bir meyve de ne kadara tekabül ediyor bu liste sayesinde bunu biliyorsunuz. Mesela iş yerinizde üzüm çıktı , 1 porsiyon meyveniz üzüm olacak ama ne kadar üzüm ? Cevap : 1 Su bardağı üzüm = 1 porsiyon meyve , yada tutun ki kocaman bir ayva çıktı bu bir porsiyon demek mi tabiki hayır. kocaman bir ayvanın yarısı 1 porsiyon meyve demek ya muz çıkarsa ? yarım muz = 1 porsiyon demek. 

Tabi biz sadece meyvelerden örnek verdik ama sebzeler içinde etler içinde tahıllar içinde dönüşüm listeleri mevcut. mesela bir ince dilim ekmek = 1 su bardağı patlamış mısır demek. akşam yemeğinde diyetisyeniniz 4 dilim ekmek verdi diyelim siz 2 dilim ekmek yiyin sonra 2 su bardağı mısır eşliğinde evinizde filminizi izleyin.. 

Tabi birde diyet demişsek değinmek gerekir ki hazır olan ne yiyecek içecek varsa uzak duruyoruz. Zaten öyle kekler kurabiyeler pastalar falan onlara hiç değinmiyorum bile. Ancak hazır çorbaları , kola , gazoz, hazır meyvesuyu , içiyorsanız alkollü içecekleri unutmanız gerekiyor. aşırı yağlı kızartmalar fln bunlarıda unutuyoruz 

ve yeni bir hayata içimizde yetişen bir enerjiyle güzel günleri düşünerek ve en umutsuz anlarda bile diyeti bozmamak için bilenerek , diyeti bozduracak her faktöre inat , inadına diyette dirayet ve azim göstererek başarıya ulaşıyoruz.. 

Şahsen benim 1 aylık diyet maceramda ben 2 kez diyeti bozmakla bozmamak arasında kaldım. ve her ikisinde de bozmadım.. ve bana diyeti bozdurmayan düşünce şuydu.. 

" Vakti zamanında Ankara Savaşı olmuş ve bitmiş , Beyazıt ve Timur savaş meydanında geziyorlar. Beyazıt demişki anlamıyorum her şart benim yanımdaydı sen bu savaşı nasıl kazandın. Timur gülümsemiş ve demişki şimdi ben senin parmağını ısıracağım sende benim parmağımı ısıracaksın. ve ikiside birbirlerinin işaret parmağını ısırmaya başlamışlar. Bir süre sonra Beyazıt aaah diyerek elini çekmiş ve Timur şu cevabı vermiş. " Sen çekmeseydin ben çekecektim""

Kıssadan Hisse : Tam bir sinir harbinin yaşandığı savaş meydanında daha çok sabırlı olan kazanmış.

bunu diyete uyarlayacak olursak : eğer birşey size diyeti bozduracaksa , sabredin inat edin. göreceksiniz önce o elini çekecek. 

Nerden mi biliyorum. Yemek bloguyla kafayı bozmuş muhterem zevcem. Sadece fotografını çekmek ve blog yazmak için tatlı çörek börek yapmıyor. o fotoğraflardan sonra o tatlı börek çörek hala ortalarda göz önünde oluyor. ve tam bir nefis sınavı yaşayarak yemeyeceğim yemeyeceğim yemeyeceğim diyerek yemiyorum :) ne mi oluyor sonra ? hepsiniz muhterem zevcem yiyiyor. netice : 11,5 kg verdim. 8 kg aldı :D  ve işin vahimi.. aldığını henüz kabul etmiyor. şimdilik kendisini ben zayıftım biraz kilo alınca tam dengemi buldum diye teselli ediyor :) bende içten içe gülüyorum :) 
Muhtemelen bu yazıyı yarın sabah iş yerinde okuyacak ve sanırım ben yüzündeki ifadeyi göremeyeceğim :D 

dipnot : fusununmutfagi ve buck , arkadaşlar mls'e henüz başlamadığım için mls hakkında şu anda şu şudur. bu budur bunun mantığıda budur diyemiyorum. henüz o level'e gelemedim :) ama inatla ilerliyorum :) Fiyat konusuna gelince esteworld'den yüzyüze görüşerek bilgi almanızı tavsiye ederim. Zira kişiye göre değişebilen durumlar olabilir. Örn : seans sayısı vs. bu durumda da illaki fiyat değişir. Ben anlaşmamı yaptıktan sonra üzerinden çok zaman geçti şu anki fiyatlar nedir bende bilmiyorum. sorsam söyleyeceklerini sanmıyorum ama görüşmekle birşey kaçırmazsınız. Filiz abla hanım teyze korkulacak birisi değuldür. güleryüzlüdür :) cici bir insandır. 

daha dipnot: filiz abla bu blogu okuyosan extra bir seans isterim :) bu kadar reklamdan sonra 

blogun dibi not : esteworld haznedardadır. İncirli köprüsü yönünden geliyorsanız izzettin çalışlar caddesinin bittiği yerde karşınıza çıkar :) kısaca her yol romaya değül esteworlde cıkıyor :) buradan bu tarihi yanılgıyıda düzeltmek isterim :p

0 yorum: