Herseyden Biraz -2-

| 21 Mart 2009 Cumartesi

Uzun bir sürenin ardından halı sahalara dönmek aslında güzeldi.. ama müthiş bir hamlamanın ardından bütün bir hafta sonunu bütün kaslarımı tek tek hissederek geçirmek ve ciddi manada hamlamış olduğumu hissetmek biraz kastı diyebiliriz :) yinede güzeldi.. her yeni maç sezonu açılışında ilk maçtan sonra olan reaksiyonu yaşıyoruz :) bundan sonra haftalık olarak devam edeceği için bu gelenek sanırım bundan sonra bu hamlamaya maruz kalmayacağım :) üzerinize afiyet attığım 5 golüde artı haneme yazıyorum :)
-------
İş yerinin gereksiz ritüellerinden, kurallarından, kaidelerinden, şartlarından falan acayip sıkılmış durumdayım.. anlatamam artık boğuluyormuş gibi hissediyorum kendimi bir çıkış bulduğum anda voltayı alıcıyım. ve şunu iyice anladım ki ben ticaret adamı olmalıyım. Ticaret ki risk ve cesaret gösterdiğin oranda büyürsün.. yada çıkarsın , "her insan en fazla bir kez batar" sloganıyla gözümü karartmış durumdayım kriz ortamı falan umurumda değil. Ben Küresel krize inanmıyorum zira herkes kendi krizini kendisi meydana getirir. Eğer kişi rahat zamanda har vurup harman savurursa.. dar zamanda kıvrım kıvrım kıvranır.. Dünyada şu anda kriz var borusunu en çok öttürenlere bakarsanız görürsünüz ki hesapsız iş yapan dünya devleridir. ve batmışlardır.
Kaldı ki kriz işi bilmeyene krizdir. Zira kriz ortamları daima iki ucu açıktır. ya iyi değerlendirir büyürsün ya değerlendiremez çökersin. Kriz dalgasının ilk şokları Türkiyeye vurduğu zamanlarda dolar müthiş bir iniş gösterdi. 1100'ü görmüştü yanlış hatırlamıyorsam.. Obama'nın seçilmesinden sonra amerikanın dünyadaki prestij düzeltme girişimlerinden sonra ve amerikan borsasının toparlanma eğiliminde olmasınında etkisiyle dolar kaybettiği imajını toplamaya başladı ve Türkiyede geçtiğimiz hafta 2000'i görmesine ramak kaldı diyebiliriz. şimdi düşünün krizin ilk çıktığı zaman dolar 1100 lere düştüğünde herkes elinden dolar çıkartıyorken akıllı bir adam 1000 dolar alsaydı. geçen hafta 2000 dolaylarında bir fiyattan sattığı anda 900 TL temiz bir kazancı olacaktı.
İşte krizde çok basit bir kâr yolu.. Sadece sermayeniz bir miktar para ki bu tamamen sizin kendi büyüklüğünüz yada almak istediğiniz risk miktarı ile sınırlı , zaman ve sabır..
--------
Eveet nihayet allclip.net sitesi için aradığım bileşenleri verebilen ve benden fahiş fiyatlar talep etmeyen bir hosting firması bulmuş gibiyim. şu anda inceleme irdeleme ve hesap kitapla ugraşır durumdayım. bakıyorum eğer aklıma yatarsa güzel bir proje olacağını düşündüğüm ve şu anda bilgisayarımda kayıtlı vaziyette hayata geçeceği günü bekleyen clip sitesi çok yakında yayında olabilir.
--------
Mart ayının ilk günlerinde, Braveheart filmini izledim. Aslında bilindik ve kült olmuş eski bile sayılabilecek bir film, acımasız ve baskıcı bir otorite rejimine hayatı pahasına başkaldıran william wallace'in hikayesinin anlatıldığı film. kahramanımız filmin sonunda hayatını kaybediyor belki ama aslında büyük bir zaferi haykırıyor. ülkesi onun inancı sayesinde o görememiş olsada bağımsızlığına ulaşıyor. Braveheart verdiği mesaj ve dahi özü itibariyle ruhuma bam telime dokunan başlıca filmlerden , insanda bazı hislerin coşmasına neden olabiliyor. tarihimizde belki konusu ve özü itibariyle braveheart'tan çok daha güzel örnekler vardır ancak beyazperdeye yansımadığı için ya kitap aralarında ya da kitaba bile yansımamışsa tarihin bilinmezleri arasında kalmıştır diyebiliriz.
Asıl meseleye dönecek olursak şu aralar tam bir ikilem arasındayım. Hakkımda bir soruşturma açıldı iş yerinde ve bana savunmamı vermem için 7 günlük süre verildi.. ve ben şu anda herşeyi göze alıp ya "KRAL ÇIPLAK" diye bağıracağım ve şu ana kadar yalakalığa, kıyakçılığa alışmış şımartılmış kralların yada kendini kral sananların yüzlerine yaptıkları haksızlıkları bir bir haykırmak ve yüzlerine vurmak için bu savunma hakkını bir fırsat olarak değerlendireceğim ya da klasik bir savunma yaparak "bilmiyordum bilseydim yapmazdım" edebiyatı üzerine bir savunma oturtarak soruşturmayı savuşturacağım.. ilk ihtimal gerçek olursa kırk katırmı kırk satırmı hesabı sürgünden sürgüne , pislikten daha pisliğe sürüleceğim bu cürretimin karşılığı bana yol su elektrik olarak olmasada eziyet eza cefa olarak geri dönecek sanmıyorum ki doğruları söylediğim için mükafatlandırılayım.. ikinci ihtimalde ise en fazla hakkında soruşturmaya yer olmadığına denilecek ve bu konu kapanacak ama bu seferde benim içim rahat etmeyecek. gerçeklere gözlerimi kapattığım kafayı kuma gömdüğüm gerçekleri söyleyememiş olmanın ağırlığını ve eziciliğini uzun bir süre içimde taşıyacağım..
iki arada kaldım ve %90 birinci seçeneği seçeceğim.. kaybedecek neyim var ki.. zaten rezil bir çalışma ortamı ve rezil çalışma şartlarının ortasında eza cefa çekiyorum.. kaldı ki bu yaşa gelene kadar zaten gerek okulda gerek özel hayatta gerek özel sektörde iş hayatında bugüne kadar "KRAL ÇIPLAK" demekten korkmadım bugün neden korkayım. kaldı ki kişisel menfaatim icabı ikinci seçeneği seçecek olsam bile bile yalan söylemiş olacağım ve bu hususta içim asla rahat olmayacak. Yarın hakkın karşısına çıktığımda doğruları şunlardan korktuğum için söyleyemedim diyebilecekmiyim?, kaldı ki bu asrın alimi "Hakiki imanı elde etmiş kimse kainata bile meydan okuyabiliyor" derken ve ben cesarete sahip olduğumu düşünüyorken neden susayım.. Haksızdan hak istemek hakka haksızlıktır. bu haksızlığın vebalindense her sürgüne ve her eza cefaya razıyım. Bize hoş gelmiş sefa gelmiş.. içim rahat olsun bedenimin görebileceği sürgün ve cefa vız gelir.. içim rahat olmadıktan sonra vücut afiyette olmuş bana yararı ne..
------
Sanırım bonsai ağacım öldü artık.. eğer mevsimsel bir durum değilde her mevsimde her şart altında yeşil olabilen bir ağaç ise kesin öldü.. ancak kışın kuruyan yazın yeşeren bir yapıdaysa hala yaşıyor olabilir yazı beklemek lazım :) bir umut var..
------
Şu anda elimin altında bir iş fırsatı var gibi , bir nevi Network marketing biraz hatır gönül işine, biraz da denemek adına içimde çok fazla başarılı olunacağına dair bir umut olmasada gireceğim bir iş. Eğer tutarsa çok iyi parası var.. eğer bu iş tutarsa bir vakitten sonra artık bu bloga her yazı eklediğimde farklı bir memleketten ekliyor olabilirim :) ve muhtemelen yazılar şöyle başlar
" Barcelonada beni en çok etkileyen şey şu oldu" bir sonraki yazıda "Nepal çok etkileyici bir yer olarak gözüme çarptı" , "Japonyada şunu gördüm" , "meğer o çok merak ettiğim güney afrika böyle biryermiş" , falan gibi kelimeler ve cümlelerden tekevvün eden yazılar yazabilirim.
E o zamanda blogun adını Çılgın Fikirler Enstitüsü değil Evliya Çelebi yapmak gerekir herhalde :)
------
Ali Sürmeli diye bir adam var. Tiyatro , dizi , sinema oyuncusu , ben kendisinin akıl ve ruh sağlığının pek yerinde olmadığı kanaatindeyim. haberlere konu olduğunda her defasında saçmaladığı ve dikkat çekmeye çalıştığı kanaatindeyim. Bundan 1-2 ay önce artık AKP'ye oy vermeyeceğim. AKP bunu bildiği için belediye eliyle benim duvarımı yıktı gibi bi iddia savurmuş ortaya ve duygusallık serpiştirilmiş bir üslupla "ellerimle büyüttüğüm, solarken dirilttiğim duvarımı yıktılar" edebiyatı yapmıştı. Zira iddiasına göre kendisi "sanatçı" olduğu için bu gibi bir durumda duvarı yıkılamazmış (zira kendisi sadrazamın sol mekanizması olduğu için, görevlilerden kendisine halktan ayrı muamele göstermelerini beklemesi normal)
Neyse efenim "yürek harmanı" projesi kapsamında bu zevata söz hakkı doğduğunda maksadını aşan sözlerle anadolu birleşik devletlerini kuralım tek bayrak tek ülke fln gibi şeylerden geçelim deme gafletinde bulunmuştur. ben gerek sanata gerekse vatana millete fazla birşey kattığına inanmadığım bu kişinin akıl sağlığından şüpheliyim zira bana gördüğüm röportaj söyleşi yada video içerikli magazinsel yayınlarda pek dengeli birisiymiş gibi gelmedi.
ikinci bir atilla olgaç vakasıdır. yakında bu da çıkar ben askerde 10 rum öldürdüm diye..
-------
Şampiyonluk Sivas ile Beşiktaş arasında kalacakmış gibi bir hisse haiz oldum diyebilirim. Ama %90 ipi Beşiktaş göğüsleyecek gibi , istikrarlı oyun , futbolcuların performansı , yeni transfer Ernst'in tamda ihtiyaç duyulan mevkide aranan kan olması, kartalın oyundan kopmaması , Tello'nun muhteşem performansı , ilk geldiği günlerde ölü transfer olarak gördüğüm ancak son 3 haftadır oyunuyla beni yanıltan Yusuf'un takıma katkısı yadsınamaz. Hele bugün Yusuf resmen Sivas ceza sahası içerisinde 3 kişiyi yürüye yürüye çalımlamıştır ya daha ne olsun , kısacası takım bence rayına oturdu gibi eğer sezon sonu şampiyon olurda iyi futbolcularımızıda dışarıya kaptırmazsak, önümüzdeki sezon da yine şampiyon oluruz kanaatindeyim.. Yeterki ASİ RUHUNLA OYNA SEN KARTALIM...
-------
Franchising bilindiği üzere büyük şirketlerin marka olmuş değerlerini size kiralamaları sonucu sizi işinizin patronu yaparak ve bundan bi miktar para kazanarak hem şube açmaları, hem size kazandırmaları hemde kendileri kazanmaları ve gerekse istihdam gücüde sağlayarak ekonomiye katkıda da bulunan bir distribitörlük yada şubecilik sistemi diyebiliriz.
Mesela dünyada bilinen en yaygın Franchising ağına sahip şirket Dominos pizza, belli şartları sağlayanlar Dominos Pizza franchis'i olabiliyorlar.
Geçtiğimiz günlerde çiğköfte almak üzere evimin yakınlarındaki çiğköfteciye uğradığımda dumur oldum. Adamlar işi Franchisinge bağlamışlar. şaştım kaldım. lan dedim bu çiğköfte denilen hububat daha 2 sene evveline kadar öyle çılgın bi ihtiyaçda değildi. ama şimdi her köşebaşında bir çiğköfteci var. daha biz sokak aralarında tabelalarda işte "meşhur falanca usta" , "bilmem nerenin meşhur çiğköftesi" gibi içten içe kendini öven bu işi kendine mâl eden tabelalara yeni alışıyorduk ki adamlar işi franchising'e bile dökmüşler.. ne diyeyim her arz kendi talebinden doğar temel iktisat varsayımından yola çıkacak olursak ve çiğköftecilerin mantar gibi çoğaldığınıda göz ardı etmezsek parasını bu işe yatıran az sermaye ile kârını maksimize bile edebilir.
--------
Bugecelikte bu kadar ;) sağlıcakla..

0 yorum: