2002 den 2007 ye Makro Ekonomi

| 11 Haziran 2007 Pazartesi

2002 yılında görevde olan koalisyon hükümeti ile şu an görevde olan hükümetin icraatlarını kıyas etmeye lüzum görmüyorum ben sadece şu anki hükümetin verilerini incelemeye gerek duyuyorum. onuda sizinle paylaşiyorum.

Dış Borçlar ve Doş borç yönetimi :

Dış borçları 2 başlığa ayıracak olursak Hazine garantili olanlar , ve hazine garantisi verilmeyenler şeklinde ayırabiliriz. Hazine garantisi verilenler devlet sektörüne ait olan borçları ifade eder , Özel bir anlaşma ile büyük bir Tröst yada bir holdingde dış borcuna karşılık hazineden güvence alabilir yada teminat mektubu ile dış borç aldığı kuruma kendilerinin güvenilir bir holding olduğunu hazineden alınan bu teminat mektubu ile bildirerek bir nevi prestij sağlar.

http://www.hazine.gov.tr/stat/HazGarBorclu(1).htm

yukarıdaki linki tıkladığımız zaman Hazine garantili olan dış borç grafiğini görüyoruz.

Burada dikkatimizi çeken iki şey var. Öncelikle kamu kuruluşları dışındaki özel şirketlerin hazine teminatları çok az seviyede , Şirketlerin 532 bin $ gibi bir miktarına hazine garanti vermiş. Bu şunu göstermektedir ;

Ekonominiz iyiye gittiği için ekonomik refahınız ve eliniz güçlendiği için siz kendi firmalarınızın uluslararası münasebetlerinde onların arkasında durma ve onlara destek verme uluslararası arenada onların kefili olma gücünü elde etmişsiniz demektir. Yukarıdaki linkte baktığımız zaman 2004 yılına kadar şirketlere hiçbir şekilde kefil olunamamıştır bunun sebebi ise ekonominizin o düzeyde olmayışıdır.

Olaya kamu kurumları penceresinden baktığımızda ise Hazine Garantili dış borcun 1996 yılında 7.072 milyon $ olduğunu görüyoruz 2006 yılına geldiğimizde bunun 2.230 milyon $ a indiğine tanık oluyoruz. Demek ki hazine destekli kamu borçları yıllar içerisinde azaltılmış durumda.

Şimdi dış borçlarda hazine destekli olmayanları ele alalım.

http://www.hazine.gov.tr/stat/ti87.htm

Yukarıdaki linkte ise dış borç genel stok çizelgesini görüyoruz. bunun yorumlanması ise şu şekilde olacaktır. Devletin 2006 yılı sonu itibari ile 69 milyon $ toplam dış borcu vardır.206 milyon $ dış borcun geri kalanı devletin borcu değildir. Özel kurumların veya devlete bağlı özerk kurumların borçlarıdır. 121 milyon $ civarında özel holdinglerin borçları söz konusudur. Bu borç doğal olarak hükümetin insiyatifi değildir. Yani KOÇ SABANCI gibi büyük firmaların borçları da hazine çizelgelerinde izleniyor olması hasebiyle bu borçlar devletin borçları demek doğru olmayacaktır.Sonuçta özel kuruluşlar kendi borçlarını kendileri ödeyeceklerdir. Eğer ekonomik istikrar iyi olmamış olsa zaten bu özel holding yada kurumların önlerini göremedikleri ortamda uzun vadeli borç alma riskine girecekleri hiç akıl karı bir iş olmadığı malumunuzdur. Koç sabancı statüsündeki büyük firmalarında sizinde bildiğiniz üzere kumar oynamak gibi bi lüksleri yoktur. Eğer gelir sağlam değilse zemin kaygan ve riskli ise bu tür firmalar o riski almazlar.

2002 yılına baktığınızda bu özel sektörün dış borcu 44 milyon $ civarındaydı , bu şu şekilde yorumlanabilir. O dönemde ekonomik krizin söz konusu olması , siyasi istikrarsızlık gibi sebeplerden dolayı ekonomik olarak ekonomiye yön verebilecek kabiliyeti olan ve kendi kasasında kendi borcunu rahat ödeyebilecek olan firmalar dış borçlanmaya gitmiş geri kalanlar o riski alamamışlardır. Ancak ekonomik istikrarın gelmesi ve siyasi iradeninde istikrarlı olması neticesinde 2003 ten itibaren doyum noktasına hızlı yaklaşacak biçimde bi istikrar ve güven gelmesi sebebiyle özel sektör borçlanmakta sakınca görmemiştir. Çünkü ekonomik istirarın olması onların kendilerine olan güvenini ve borçlarını ödeyebilecek zamanı tahsis etmiştir. Ekonomik olarak herşeyin rayında olduğunu düşünmüş olduklarını gösterir bu borcun 2002 den sonra hızlı artış göstermesi

1996 - 2002 yılları arasını kıyasladığımızda şunu görüyoruz Özel sektörün büyümesi 2002 yılına kadar çok istenen biçimde hızlı olmamıştır.Zira eğer büyük bir büyüme olsa büyük firmaların yurt dışında yapacakları işler artacağından borçları da artmış olacaktı.2002 den sonra baktığımızda demek ki gerekli büyüme çok hızlı olmuş ki borç alan firmalar hiç çekinmeden geriye ödeyememe riski görmediklerinden bu borçlarını çok rahat biçimde almışlar.

Aynı tabloda en son kısma bakarsak Makro Ekonomik Büyüklükler kısmını göreceğiz . Bu Göstergeler bize Paranın nasıl yönetildiğini anlatıyor. şimdi onu yorumlayacağız.

Cari işlem dengesine baktığımızda -31.460 milyon $ bi açığımız söz konusu Evet bazı arkadaşlar aha işte demek ki her şey iyi gitmiyormuş şimdi yakaladım diye seviniyor olabilirler. ancak arkadaşlar evet bu açığın olmaması daha iyi olurdu diyebiliriz. ama açığın olması demek battık bittik yıkıldık demek değil.Bugün amerika bunun 10 katından daha fazla bi cari açıkla uğraşmak durumunda. ingiltere ve fransanında çari açık noktasında tabloları çok da iyi değil bildiğim kadarıyla.Neyse mevzu bizim cari açığımız olduğuna göre bunu değerlendirelim.

Arkadaşlar Her şirket zorunlu tasarruf yapmak zorundadır.Bunlar 2 çeşittir. 1) Yasal Rezervler , 2) a-Statü Rezervleri b-Olağanüstü Rezervler

Yasal Rezervler kuruluşun bekasını ve geleceğini teminat altına alması ve karşılaşabileceği bir zorlukta elinin altında hazır ulaşabileceği bir ihtiyatın olması açısından devlet tarafından gerekli kılınmıştır. ancak kuruluş bunun dışında farklı rezervler sağlama yoluna da gidebilir. içinde bulunduğu durumla alakalı statü rezervi sağlama yoluna gidebileceği gibi yönetim kurulu kararı ile olağanüstü rezerv sağlama kararı da alabilir.

Eğer Çizelgeye bakacak olursak , Merkez Bankasının 63 milyon $ civarında bir rezervi olduğunu görürüz. Bu miktar merkez bankasının bir nevi ekonomi sigortasıdır.Yani merkez bankası herşeyin yolunda gidiyor oluşuna rağmen ileride umulmadık bir negatif duruma karşı yatırımını yapmıştır. Bunun bir kısmının zorunlu rezerv olduğunu geri kalanlarında ihtiyati olduğunu düşünüyorum.Eğer merkez bankası istese ( kanuni bi engel yoksa ki olduğunu sanmıyorum ) o cari açığı rezervleri ile kapatabilir. Ancak bunun yapılması bi müdahale olduğu için bu borsada veya ekonomik istikrarda dalgalanmaya sebep olur. bu dalgalanmanın çok büyük bir boyutta olacağını sanmıyorum en fazla doların düşmesi borsanın hızlı bi değer kazanması gibi bi yükseliş olur ancak bu süreklilik arz etmeyip tekrar bir kaç ay sonra olması gereken düzeye ineceğinden dalgalanma olarak niteleyebiliriz.

Alacaklar

şaşırdığınızı görür gibiyim ne alacakmı ? hadiya bize borçlu olanlarda mı varmış ? Alla alla neden bunu hiç duymadıysak der gibisiniz şu anda.Evet arkadaşlar bizim alacaklı olduğumuz kurumlar var ve bu alacaklarımız öyle küçümsenecek boyutta değiller.Bizim iç alacaklarımızın toplamı 99 milyon $

http://www.hazine.gov.tr/stat/KAF_Tablo01.htm

Yukarıdaki linkte mahalli idareler olsun bankalar olsun yada , merkezi yönetimlerin olsun tüm borcu olanların çizelgesini görüyorsunuz.

Şimdi geldik işin tatlı kısmına..

Alacağınız : 99 milyon $
Borcunuz : 69 milyon $(DIŞ) + 10 milyon $ (iç) = 79 milyon$(TOPLAM) ( konumuz iç borç olmadığı için , iç borca değinmedim ama onunda çizelgesi hazine sitesinde var 10 milyon $ iç borcumuz oldugunu oradan gorebilirsiniz)
Kalan : 30 milyon $ kar.. yada ekonomik gelişme veya büyüme yada prestij.. artık adını nasıl telaffuz ederseniz..

Tabi bu pratikte %100 bu şekilde olmuyor. Çünkü alacaklarınızı zamanın da alamadığınızda ödemelerinizde zamanında olamayabiliyor.ülkemizin son yıllarda ödeme konusunda sıkıntısı olmamasına rağmen alacaklar konusunda sıkıntısı mevcut.Dış borç çizelgesinde borçların ödendiğini ve azaldığını görüyoruz ancak alacaklarda 41 milyon $ düzeyinde vadesi geçmiş alacakların olduğunu görüyoruz.

Peki Dışarıdan alacağımız varmı ?

Evet var ancak uluslararası borçlar kanunu ve devlet sırları gereği onu karşı tarafın rızası olmadan gösteremezsiniz.Gizlilik esası söz konusudur.Ancak bir zaman sonra teşhir hakkı doğduğunda onları da görebileceğiz. ama sanıyorum ki tamamen kişisel tahminlerim ve ekonomik olayları gözlemlerim neticesinde , Türki devletlerden , gelişmekte olan Afrika ülkelerinden ve bazı komşu ülkelerimizden alacaklarımız var.

İstek olması halinde Gelecek konu :

0 yorum: