Eylül..

| 18 Temmuz 2007 Çarşamba

Bugünlerde Grup yorumdan bir şarkı dinliyorum.. ismi Eylül.. Evet ne dünya görüşüme ne siyasi görüşüme uygun olmayan ve ortak paydamız olmayan grup yorum aş iş devrim kominizm ekseninde yürüyor.. Benim çizgim belli uzaklarından ve yakınlarından dahi geçmiyorum.. Ama nedir bana eylülü dinleten ?

Düşünme fırsatı bulduğum bir can sıkıntısı esnasında hayatımın eylül ile çok fazlaca kesiştiğini gördüm.. Eylülde doğdum.. ve onun içindir ki sonbahardır benim mevsimim turuncu yaprakların ve derin rüzgarların ruhumda yeri var.. Her ne kadar hüzün mevsimi olsada benim aklımda daha çok cocukluğumun okul telaşı ile karışık annemin turşu ve tarhana yaptığı zaman olarak kaldı.. Ki Eylülün güneşide bir ayrıdır.. yakmaz ama tatlıca bir ısıtır insanın içini.. Küçükken üşüdüğüm zamanlarda genelde yüzümü güneşe döner gözlerimi kapatır kafamı yukarı doğru kaldırır ve güneşe sarılacak gibi açardım kollarımı ? niçin güneşe sarılmak içinmi hayır tabiki o zamanlarda düşündüğüm vücudumun yüz ölçümünü ne kadar genişletirsem o kadar güneş ışığı alırım ve o kadar ısınırım mantığıydı..

ve sonra farkettim ki genelde hayatımın önemli zamanları hep eylül ayına denk geldi.. Okullar hep eylülde açılırdı ve bilmiyorum milli eğitim bana inatmı yapardı ama her nedense okulların açıldığı gün Liseden mezun olana dek hep benim doğum günüme toslardı.. ve çoğunlukla kaimdir ki eylülün 13 ü pazartesiye denk gelir... bunu gören milli eğitimde bundan iyi gün bulamayız diye herhalde hep bu günü seçerdi.. ve her doğum günümde gravatlı takılırdım.. resmiyetten değil.. okul kıyafeti olması esasıyla.. ve liseden sonra ki (bugun dahil) daha giymedim kumaş pantolon ..

Ki bu sütunları okuyanlarınızdan çoğu bilir.. Alem istanbul izmir aşığıdır.. ve gereksiz bir istanbul izmir yalakalığı görürsünüz çoğundan .. izmir başkadır.. heleki kordon.. diye başlar çoğu zaman cümleler bunun istanbul versiyonunda ise söz konusu edilen güzellik boğaz kız kulesi yada herhangi bir tarihi güzelliktir.. Ama ben tam aksine şehrime ihanet edemem bu konuda evveliyle ve ahiriyle hangi şehire ne kadar süreliğine gidersem gideyim.. ve daha evvelki gittiğim şehirlerde gösterdi ki ateşli bir Eskişehir Aşığıyım..

ve Eskişehirspor'un maçlarında tozunu yuttuğumuz o tribunlerde az bağırmadık biz..

'' Şehrimiz delikanlı şehri Aşık eder herkesi '' diye..

Evet abartmıyorum ciddende öyle.. bahse değer olan bir şehrin güzelliği ise şayet.. izmir kordondan ibaret.. istanbul boğazdan kızkulesinden yada bir kaç turistik tarihi güzelliğinden.. ama Eskişehir başka belli başlı ve sadece bir kaç yeri değil eskişehiri efsane kılan.. Eskişehirin güzelliği tüm şehirde.. Hasan polatkanda akşam üstü serin bir yürüyüş.. Cetvelle çizilmiş kadar nizami ve güzel bir şehrin her köşesinde sizi bekleyen ayrı bir sanatsal şahanelik.. Gelde bu şehre aşık olma adı ne kadar ESKİşehir olsada.. Eskiliği şehrin eskiliğinden değil.. Tarihinin milattan öncelere dayanmasından geliyor.. Yoksa şehir Avrupanin en güzel kenti seçilecek kadar güzel..(2004 yılı Avrupanın gelişen en güzel kentleri statüsünde 1.ciyiz)

Şehrimizin bir denizi eksikti.. baktık olmuyor.. Yapay deniz yapıyoruz.. istanbul ve ankaradan sonra bünyesinde 2 devlet üniversitesi bulunduran tek şehir bizdik ki baktık buda yetmiyor.. 3 devlet üniversitesi
(iki Eylül üniversitesi , Bor Enstitüsü , E.T.O Üniversitesi ) ve bir vakıf üniversitesi daha açıyoruz .. Fiilen başkenti olmasak da bu memleketin.. Biz Kültürün , Sanatın , Eğitimin , Bilimin ve insan adına güzel olan ne varsa hepsinin başkenti olma yolunda bünyemizde topluyoruz güzel olan herşeyi.. ve düşük olan suç oranı ile güven veriyor memleketim.. Eğer Türkiyede bir rönesans yaşanacaksa ve Türkiye çok ilerilere sıçrayacaksa bu rönesans ya eskişehirde başlayacak yada bir eskişehirli başlatacak.. Çünkü İnsanıda akıllıdır .. ve ilginç bir istatistiktir ki.. eskişehirde doğanların çoğunluğu Eylülde doğmuştur.. Nerden çıkartıyorum insanının akıllı olduğunu ? Eskişehir osmanlının son zamanlarında kütahyanın ilçesiydi bugun ? Büyükşehir.. hemde ankara gibi büyük bir şehrin yanında büyüyor.. bundan bir anlam çıkartamayanlara demeliyim ki.. Sakarya istanbulun yanında büyüklüğü ne kadar ? Balıkesir manisa izmirin yanında büyüklükleri ne kadar ? Hatay adananın yanında büyüklüğü ne kadar.. ve birde eskişehire bakın.. Ankaranın yanında ve durmaksızın büyüyor.. nereden nereye 100 yil once küçük bir ilçeydik.. şimdi ise kafa tutuyoruz büyüğüm diyen şehirlere.. eğer yöneticileri akıllı olmasa bu noktaya gelirmiydi :) ? Kimbilir belkide Eskişehirde bir eylül sabahı doğduğu içindir.. 2 Eylülde kurtuldu bu şehir..


ve yine bir eylül gününe rastlar.. hayatımın değişmesi..

Hiç unutmam , 6 Eylüldü..

;)

Grup yorum hiç ilgimi çekmez aslında ne grubum ne yorumum alakalı bile değil kendileri ile.. ama şarkıları Eylül Giriş melodisi ile olsun.. ve ortalarındaki nakaratı ile olsun derinden vuruyor kalbime.. ve Eylülün nesi varsa içerimde hatırlatıyor bana ..

Gerek Ağustostan sonra gelen Eylül'ü..

Gerekse Aralıkta doğan Eylül'ü..

..


ve yılmaz erdoğan şiirinde ankaraya seslenirken diyor '' Ankaraya kar çok yakışırdı '' diye..

Ve Sanıyorum.. Eylül Eskişehir'e ankaraya kışın yakışmasından daha çok yakışıyor..

Ve onun için Eylül desem aklıma Eskişehir düşüyor.. Eskişehir desem içimde Eylülün güneşi sıcaklık saçıyor.. Rüzgarı esiyor.. Yaprakları turuncu turuncu ufkuma düşüyor..

Hüzün diyorum. Bu günlerde yanımdan bile geçmiyor..

0 yorum: