Düşlerin Düştüğü Yer ve sanal satranç

| 12 Nisan 2007 Perşembe

Hayal kurmak..

Hep ola gelmiştir ve hep olagelecektir. aslında insanların tüm sistemi hayaller ve düşünceler üzerine kurulmamişmidir ? Birşey hayal edersin ve onu gerçekleştirmek için ya harekete geçersin yada denemeden korkup vazgeçersin.. Kimisi şahsi bir düşüncenin peşinde koşar kendi dünyası kadar şekillendirdiği kimisi ise daha evrensel düşünür ve benim için olan insanlık içinde olsun düşüncesi ile deli deli düşüncelere kapilip ya yola düşer.. yada başi yorgun masada duran kitaba düşer.. insanın aklına düşünceler düşer.. Kimisi akıldan cennete düşer.. kimisi toprağa düşer..

Evet gerçekleşip gerçekleşmemek düşüncelerin cenneti yada cehennemidir bence.. Çünkü , Cennet insanların ebedi mutlu olacaği o ulu memleket ise şayet.. ve hayata giren ve gerçekleşen bir düşüncede insanları yada sadece düşünen insanı mutlu ediyorsa o düşünce hayat bulmuş ve başarıya ulaşmişsa. İnsanın olmasada o düşüncenin cennetidir çünkü ona inanan bir fert onu gerçekleştirebilmek sevdasına kapılıpta bir deli sevda gibi peşinde koştuğunda inandiğinda o düşünceye başlamiştir hikayesi.. düşünceninde insanında.. İnsanın cenneti biraz daha ileride olsada , o düşünce bir insanı bile mutlu etmişse amacına ulaşmiş sayilir. ve amacına ulaşan düşünce insanı mutlu eder.. ve mutlu etmek bir insanı o düşüncenin cennetidir.

Çünkü mutluluk öyle birşeyki.. ne bir tekel altında.. nede bir şart aranmakta mutlu olmak için ne bir miktari var nede bir ölçüsü.. Bazen erimekte olan bir kar tanesi bile mutlu ederken insanı yeri gelir dağ kadar zenginlik mutlu edemez. işte mutluluk soyuttur ama sebepler çerçevesinde neyin altına gizlendiğini bilmediğimiz için arariz. ve bulduğumuzda o sürprizin tadını çıkartabilme realitemiz mutluluktur.Mutluluk ki , insanın yüzünde tebessümde , gönlünde uçsuz bucaksız taze hava dolu ovalar gibi ferahlıkta , bir ağaç altı gölgesi gibi serin ve huzur veren ne varsa işte orada kendisini gösterir. işte o gün gelirde yaşarsa bir insan bu duyguları.. bir düşüncesinin gerçekleştiğini görür ve bir ovanın ferahliğini ve tazeliğini bir agacın altında tatlı bir serinlik içinde uyku gibi yüzünde tebessümle yaşarsa .. Bilsinki bunun adını koyamasada o mutluluktur. ve düşüncenin cennetidir.ve insan en azından bir defaya mahsus olacak olsada o anı yaşar ve o tadı bir daha belki bulur belki bulamaz.. bilsinki.. düşündükçe bulacaktır..

Birde cehennemi varki düşüncenin o ise hayal kırıklığına uğramiş insanın ruh halidir. düşüncenin cehennemidir. binbir umutla donatmişken düşünceyi o düşünceden beklenenin verilememesidir.ve fikrin ve kalbin düşüncenin ayaklar altına düşüp ezilmesi gibi bir his ve acı verir insana düğümlenir birşey boğazında.. içinde bir sıkıntı eksik olmaz ve acıyı tadar insan..

Düşlerin düştüğü yeri belirlemek aslında düşünenin elindedir. düşünmek satranç oynamak gibidir. düşünce bir'lerce yada bin'lerce ayrıntıdan oluşabilir. her birisi düşüncenin satranc tahtasındaki taşları olsa gerek..ve düşüncenin rengi aynı zamanda satranc tahtasında kimin siyahi kimin beyazı oynadiğini gösterir.Benim favorim daima siyah.. bunu duyanlar genelde sorar neden kötü adamı oynamaktan mutlumu oluyorsun ? hayir.. siyah kir götürür savaşçılarım savaş meydanında kirli görünmesin..

bir oyunda düşünce şah ise şayet o düşünceyi oluşturan bireylerde diğer taşlardir. düşüncenin üstüne oturtulduğu zemin Kale ler , düşüncenin detaylari filler ve atlar.. ve düşüncenin siçramasını sağlayacak yardımcı fikir vezirdir. işte bu bileşenlerle yola düşer düşünce..

düşüncenin rengi siyah ve beyaz demiştik.. iki ana renk ama iki zıt renk , siyahı seçmiştim ve sebebi kir götürüyor olmasıydı.. Ama bu bildiğiniz kir leke değil.. bu lekelerde düşünce ikliminin lekeleri ve insan aklının lekeleri.. birisi düşünce düşüncelerin içine ve hayat bulması yolunda adımlar atmak istediğinde onu bezdirmek ve vazgecirmek isteyenlerde olacaktır. ve bir sanal savaş meydanında karşı bir düşünce nasılsa sürülecektir ve bir savaş nasılsa kopacaktır. bir düşünce ne kadar iyi niyetlide olsa onada çamur atılacak leke sürülmek istenecektir. işte bunun için siyah.Leke tutmasın ama tutarsada izi kalmasın kalırsada görünmesin.. düşünceleri karalamak isteyecekler siyahı kim karalar ki ? karalasa bile siyahtan ne eksilir ki ? .. İşte bunun için siyah aslında iyinin ve güzelin temsilcisi renk olmalıydı , çünkü hiçbirşey onu kapatamamakta kapsayamamakda.. Beyaz ise hassas ve zarif ve narin.. üstüne sinek konsa gösterir leke sıçrasa gösterir 3 leke üst üste gelse kullanılamaz olur . saldıranları berteraf edemez çamur atılsa izi kalır. Beyaz zayıf renktir çünkü en küçük bir saldirida bile leke alır taşıyamaz düşünceyi..

hayat öyle bir mecra ki hep tersten vuracaksın. yoksa kaybedersin . iyi olacaksın ama bunu göstermeyeceksin. yoksa engellenirsin. ve iyinin rengi siyah ile düşüneceksin ince ince ayarlarını yapacaksın.. binlerce piyonunu vezirlerini ve fillerini kalelerini atlarını satranc tahtasına ustaca dizeceksin düşüncenin savaşında savaşı kazandıran taşların çok olması değil , doğru yerde olmasıdır . ama çoğunlukta yadsınamaz bir gerçek ve yadsınamaz bir avantajdir. o zaman ? doğru yerde olmak kadar çok olmakta önemlidir..

Eğer düşünce Cennetine ulaşmak istiyorsanız.Bir kere Cehennemden geçmenizde gerekebilir , Cehennemde büyümenizde gerekebilir. işte olduğunuz yere vereceğiniz karar , düşüncenizin sizi götüreceği yerdir. Düşüncenin düştüğü yer , geleceğinde düşeceği yer olacaktır.

işte düşünce ikliminin değişken mevsimleri böyle.. yazı sıcacık ve ferah güzel bir mevsimsede kışıda bir o kadar ayaz ve tufan bir o kadar saldırgan.. Kimileri yazı gorme firsatı bulamadiği gibi kimileride asla kışı görmeden yaza konaklar kurmuş olabilir. sen bunlara aldırma bunlar seni engelleyecek yan fikirlerdir. seni engelleyecek olan düşüncelerin içine saldiği bir nevi casuslar hükmündedir. Zira sen Falanca hiç zoru görmedi ben ise hiç rahatı görmedim dedikçe düşüncenden uzaklaşacak ve hedefinden kopacaksın.. ve düşüncenin cennetine giden yolda doğru yolda da olsan başkalarıyla uğraşmaya başladiğinda o yolda önce yavaşlarsın sonra yok olursun..

İşte bunun için inandiğin şey için savaştıkça varsın ! yaşadıkça değil..

Düşünüyorum , düşüneceğim.. düşüncenin cennetine varmak için savaşacağım.Ben düşüncenin cehenneminde büyümüşsemde düşüncelerimin düştüğü yer düşüncenin cehennemi değil ve bunun için savaşmaktan vazgeçmiyorum çünkü ulaşmayı umut ettiğim yerler var , onlarca kez yenilsemde düşünce cehenneminin tadına her defasında acı ile bakmiş olsamda.. Küçük ve cocukca düşünce cennetlerimde olmadi değil.. ama bu sefer öyle değil.. yenilmez değilim.. yenildiğimi görürsün ama pes ettiğimi asla göremeyeceksin..

Ve bu sefer yine satranç tahtasında siyahın olduğu taraftayım..

Taşlarımı dizdim yine.. biraz kin biraz umutla ve bu sefer kötü giden ne varsa değiştirmek umudu ile , ve bu sefer yine her zaman ki gibi pes etmemek üzere , yine bir savaşa giriyorum.. düşüncelerin olduğu yerde düşünsel bir savaş iklimine giriyorum.. Sıkılmış yumruklarım ve beyazlarına kadar kararmış gözlerimle.. gittiğim yolun henuz başindayken cok kişinin korku dolu gözlerle beni uyardiği cok daha buyuk bir savaş meydanına gidiyorum.. Savaşın kızıştığı yere tüm gücümle giriyorum var gücümle giriyorum..

Düşüncelerin çarpıştığı o meydanda son düşünce neferime kadarda olsa çarpişacağim tüm gücümle ve stratejime o meydanda yön verip bir ben kalsamda savaşa savaşa bu sefer istediğimi alacağım !

Siyah : Şah çekti , Şimdi Hamle Sırası hayat'ta..

0 yorum: